×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

YAHUDİ ZULMÜ + HOLOKOST..!

 

YAHUDİ ZULMÜ + HOLOKOST..!
Yahudileri,  dünyaya meydan okuyan, üstün  ırk olarak öne çıkaran, dünyaya servis eden millet İngilizlerdir. Aralarındaki bu samimiyetin kaynağına ulaşmak için sizinle deruni bir tarih yolculuğuna çıkıyoruz.
Avrupa kıtasına Manş Tüneli ile bağlı olan İngiltere adası, ana karayla bağı olmadığı tarih boyunca hep sömürülmek istenen bir adacık konumunda olmuştur.
5. yüzyılın ortalarına kadar ADA Romalıların hegemonyası altında idi. Adaya kalıcı olarak yerleşenler  '' KANI KARIŞIK ’' bir millet olarak bilinen  (Almanya, Avusturya,)
Anglo-Saksonlardır.  Adada yaşayan İngilizler ve Avrupa kıtası sakinleri adanın ezelden beridir İngilizlere ait olduğunu sanıyor. İskoçlar ve İrlandalılar adanın kadim milleti.
Konumuza dönecek olursak adaya, İngilizler gibi Yahudilerin de ne zaman geldiği tam bilinmiyor. Ama Filistin topraklarında Yahudilerin kurduğu işgal devletinin mimarı olan İngilizlerle, Yahudi milletinin ilişkilerinin bundan bin yıl önce başladığı tarihi belgelerle ispatlı..
YAHUDİLER 1066’da Büyük Britanya, adasına adım attılar.

( Norman Kralı 1. William )

 Büyük Britanya, Roma hâkimiyeti altında bulunurken ada topraklarına Yahudi yerleşimine izin verilmiyor. Fakat 1066’da adayı ele geçiren Norman Kralı 1. William yâhut da İngiltere tarihindeki adıyla ‘Piç William’ adaya ilk defa Yahudi nüfusunun gelmesine izin veriyor. Şaşırtıcı bir şekilde William, Yahudileri adaya bizzat kendisi taşıyor.

Yahudiler, Piç William adayı istila ettikten sonra para karşılığında kendilerini kabul ediyor. Nakit vergi toplamak ve kraliyet hazinesini doldurmak için özel olarak seçilip, İngitere’ye yerleştirilen Yahudiler bu işi beklenenden de iyi yaparlar. Zamanla Sıradan bir tebaa için normal sayılmayacak ayrıcalıklara sahip olmuşlar, Ülke içinde istedikleri yere gitme, bazı geçiş noktalarında ödenmesi gereken vergilerden muaf olma, kraldan toprak alabilme, ülke genelindeki kalelerden istediğine istediği zaman sığınma hakları onlara bahşedilmiştir.



Yahudiler 1. Henri zamanında ticarette tam serbestiyet elde ederek tefecilik ve rehincilikte zirveye tırmanırlar. Öylesi Borç karşılığı aldıkları rehin mallarını bir yıl geçtikten sonra istedikleri gibi satma hakkı elde ederler. Dışarıdan Küçük gibi görünen bu adım, Yahudilerin büyük servetler elde etmesini sağlamıştır. Yahudiler bu süreçte hiç zorlanmadan kendi mahkemelerini kurma ve Tevrat üstüne yemin etme gibi ayrıcalıkların yanında 1. Henri’nin verdiği imtiyazlar içinde Yahudiler, kralın özel malı sayılıp İngiltere’de istedikleri toprağa yerleşebileceklerdi.

1100 tarihin de tahta geçen 1. Henri zamanında ise Yahudiler çok daha fazla ayrıcalık yapıldı. )

Yahudiler, İngiltere kralı 2. Henri zamanında ise o kadar parlak bir sürece girdiler ki, İngiltere küçük bir ‘erken dönem İsrail’ devletine dönüşmüştü. Avrupa ülkelerinden topladıkları vergilerle devletin hazinesini dolduran Yahudiler, zamanla kendi hazinelerine sahip oldular. Ülkenin en büyük şehirlerinde ekonomik olarak onların hükmü geçiyordu.
 Yerleştikleri topraklarda kısa sürede tepkilerin odağı olup nefret objesine dönüşmek tarih boyunca Yahudilerin hep kaderi olmuştur. Her seferinde farklı nedenlere dayansa da bu süreçlerin hepsinin sonunda, Yahudilerin yaşadıkları topraklarda huzuru sağlamanın tek yolunun o toprakları Yahudilerden temizlemek olduğu sonucuna varılmıştır.
İngiltere topraklarındaki Yahudilerin gözden düşmesine ana sebep kendilerine sunulan inanılmaz imtiyazlarla başlamıştır. Yahudilerin İngiltere topraklarına yerleştikleri dönem, aynı zamanda Haçlı seferlerinin de başladığı zamandır. 1096’daki birinci ve 1147’deki ikinci Haçlı seferlerinde İngiltere’de ‘dini bütün’ vatandaşlar savaşa gidip can verirken, Yahudiler savaştan muaf tutulmuştu.

1147’deki ikinci Haçlı seferlerinde Yahudiler savaştan muaf tutulmuştu. )


SONUN BAŞLANGIÇI..!

1200’lü yılların başında İngiliz krallığının gücünü toparlaması, Yahudiler için sonun başlangıcına sebeb olmuştur. Özellikle 56 yıl tahtta kalan 3. Henri yönetimi yahudi milletine büyük bir darbe vurarak Yahudiler ellerindeki borç senetlerini soylu İngilizlere satmaya zorlamıştır. Üstlerindeki vergi yükü her gün daha da artırıldı. Hatta bazı dini özgürlükleri bile ellerinden alındı. İlk bakışta “halkını soymak için Yahudileri kullanan kralların yeterince zenginleşip, Yahudilerle işi kalmadığı için bu ‘zulümleri’ yaptığı” düşünülebilir. Ama durum aslında öyle değildi.
Krallar tarafından korunan Yahudiler, adaya adım attıktan 100 yıl sonra resmen adayı ekonomik olarak işgal etmişti. Lincoln'lü Aaron olarak bilinen Yahudi tacirin, 12. yüzyıl İngiltere'sinin en zengin adamı olduğu biliniyor. Hatta o kadar zengindi ki şahsî serveti kralın servetini bile geçmişti. Bir kraldan daha zengin olmak da o dönemler için doğal olarak iyi bir kariyer sayılmazdı. Aaron 1186’da öldüğünde, kral 2. Henri’ ilk iş olarak Yahudi tacirin kalan bütün mirasına el koyup, Krallık hazinesinden bile büyük olan servetini gemilere yükleyip, İngiliz krallığının yönetildiği Fransa’daki Normandiya kıyılarına göndermiştir. Fakat yıllarca zavallı İngilizler ve adanın geri kalan halklarından zulümle toplanan akıl almaz servet kimseye yâr olmadı,  servet yüklü iki büyük gemi de hiçbir zaman Manş denizini aşıp Normandiya kıyılarına ulaşamadı ve tüm servetle birlikte okyanusun dibini boyladı dense de, tarihçilere hiç inandırıcı gelmemiştir.


( Kral Uzun Bacaklı I.Edward  )


SARI YILDIZ İNGİLİZLERİN İCADIDIR..

1. Edward 1276'da Galler'e karşı yürüttüğü savaşı finanse etmek için Yahudi tefecileri de vergilendirir. Tefeciler bu çok ağır vergileri ödeyemeyecek duruma düşünce, yahudiler sadakatsizlikle suçlanarak bütün imtiyazları ellerinden alınıp tutuklanarak hapse atılırlar. Ülkede geri kalan Yahudiler ise kimlikleri belli olsun diye kıyafetlerinin üzerine sarı bir yama takmak zorunda bırakılmıştır.. İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından Yahudilerin kollarına takılan sarı yıldızlar aslında İngiliz icadıdır.

Yahudiler ise kimlikleri belli olsun diye kıyafetlerinin üzerine sarı yıldız bir yama takmak zorunda bırakıldı.. )


Prenses Diana’nın avukatlığını da yapan İngiliz Anthony Julius, İngiltere ile Yahudiler arasındaki ilişkiyi anlatırken, İngiltere’yi ‘antisemitizmin mucidi’ olarak tanımlar. 1200’lerin sonuna bakıldığında Julius’un ne kadar haklı olduğu da görülebilir. 1269’da Yahudilerin Hristiyan dinine küfretmesi idamlık bir suç olarak belirlenmiş ve pek çok Yahudi bu suçu işlediği gerekçesiyle asılmıştır.
1278'de sayıları 3.000 civarında olduğuna inanılan İngiltere'deki tüm Yahudiler, altın ve gümüş paraları kırparak kalpazanlık yaptıkları iddiasıyla tutuklanırlar. Şaşırdık mı tabiki hayır..!
Tüm Yahudilerin evleri, para sakladıkları düşüncesiyle duvarları dahi yıkılarak arandı. 1280 yılına gelindiğinde ise, bir zamanlar ülkede istedikleri her yere vergisiz giden ve istedikleri toprağa yerleşme hakkı olan Yahudiler artık köprülerden bile geçemez olmuştu. Çünkü köprülerin başındaki krallık muhafızları, Yahudilerden köprü geçme parası almaya başlamışlardır.

Rotschild ailesi nasıl doğdu?

 Rothschild ailesi, Rothschild hanedanı veya kısaca Rothschildler, 18. yüzyılın sonlarına doğru, Yahudi bankacı Mayer Amschel Rothschild tarafından kurulan ve Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde bankalar kuran Frankfurt merkezli Yahudi bankacı ailedir. Dünya üzerinde Uluslararası finans alanında Rothschild kadar etkili olduğu düşünülen, özel bir aile daha yoktur. Kralları, dükleri, psikoposları çok rahat bir şekilde kullanabilen bu aile hakkında tarih boyunca birçok şey yazılmış, çizilmiştir.

(   Rothschild ailesi Kralları, dükleri, psikoposları çok rahat bir şekilde kullanabilen bir aile.  )


Ancak bir ailenin sıfırdan dünyanın en etkili 'hanedanlıklarından' birine dönüşmesi, GİZEMLİ  bir hikayedir.
Bu hikayenin kahramanı Frankfurtlu bir tüccar olan Anselm Moses Bauer’dir. O dönemlerde rehincilik, tefecilik, antikacılık gibi işlerle ilgileniyordu. İngiltere’de Yahudilerin toplum içinde meslek bakımından bazı kısıtlamalara tabii tutulmasından dolayı, kendileriyle bütünleşecek bu mesleğe yöneldiler. 
Şeytani bir kimlik olan Mayer Amschel (Rotschild) ise, bu aileyi erişilmez bir topluluk haline getirmiştir. Çocukluğunda salgın bir hastalık yüzünden tüm ailesini kaybeden Mayer Amschel, 13 yaşından itibaren hep ayaklarının üzerinde durmuş asla mücadelesinden vaz geçmemiştir. Önce Bir bankada işe girmiş burada kısa süre içinde terfi almıştır. Mana olarak Rotschild, 'kızıl kalkan' anlamına gelir.


 ( ''Nasıl pazarlık yapılacağını bilen adam '' Tablosu  - Londra 1829 - Baron Meyer  )

Kirli Paranın Sözde Efendileri, Rothschild Hanedanı..!

Avrupada o dönem, savaşlarda kiralık askerler çok yaygındı. Prens 4. Wilhelm'in yanında çalışan Mayer Amschel, işin muhasebesi ile ilgileniyordu. Taksitlendirme, faiz hesabı ve görüşmeler onun tarafından yapılıyordu. Birgün Prens ülkeden kaçtı ve kaçarken o dönem tam 3.000.000 dolar parayı güvendiği Mayer Amschel’e emanet etmiştir.


Rothschild ailesi, Rothschild hanedanı kısaca Rothschildler..!

Prens'in bıraktığı $ 3.000.000, dolar emanet - çalıntı para kendi parasıymış gibi Mayer Amschel tarafından çocuklarının arasında paylaştırarak yeni şirketler kurar ve beş oğlunu Avrupanın beş büyük başkentine gönderir. O dönem iletişim bu kadar kolay olmadığı için, öyle güçlü bir örgüt - ağ kurmuşlar ki ani gelişen olaylarda en kısa süre içinde irtibatta oluyorlar ve ona göre pozisyon alıyorlarmış.

Şeytana pabucunu ters giydiren Rotschild ailesi kendi kurallarını uygulayarak dünya üzerinde parasal olarak bir krallık kurmuşlardır.
Ailenin en büyük erkeği servetin ve ailenin lideri olacak, servetinin dışarı çıkmaması için kuzenler arası evlilik yapılacak aile servetinin gizli tutulacaktır. Dünyanın 500 zengin listesinde asla görünmeyen bu ortaklıklar “M.A. Rothschıld and sons “ çatısı altında toplanmış merkezleri Londra’dadır.



TEK DÜNYA MÜMKÜN MÜ..!

20. yüzyılın başlarında Bazı fikir insanları “medeniyetin sonu geldi “ görüşünü savunuyorlardı. İngiliz yazar Wells de bunlardan biriydi. Tek dünya devleti felsefesine paralel bir 'Milletler Cemiyeti' kurulmalı düşüncesini savunuyordu.. Yahudi Rotschild ailesi bu fikri çok beğenmişti, 'bir dünya devletinin' kaçınılmaz olduğunu hatta Yahudilerin bu devletin başında olması gerektiğini düşünüyorlardı. Bu üçüncü dünya savaşı demekti. Dünya üzerinde savaşları finanse etmek, şüphesiz 'korkunç bir sermaye' ile mümkündür. Rotschild ailesinde ise çalıntı servetin gücüyle bu kudret vardı. Zamanında Prens'in yanında çalışırken Avrupa asker kiralama piyasasını çok iyi öğrenen aile, ülkeler arasındaki ilişkileri sıkı bir şekilde takip etmiş ve yönlendirmiştir.


Rothschild ailesi tarafından finanse edildiği iddia edilen savaşlar
Napoleon ile İngiltere arasındaki Waterloo Savaşı. İki taraf da yüksek faizle finanse edildi.
Kırım Savaşı için Osmanlı'ya 600.000 sterlin borç verildi. ( Osmanlı'ya ilk defa dış borç veren Yahudi Rothschild ailesidir)
Kendi ırkını imha edecek olan yaklaşık 6 milyon Yahudi'nin sistemli bir şekilde öldüren “HOLOKOST “soykırım mimarı
Adolf Hitler'in güçlenmesi ve silanlanmasına yardım etmişlerdir.
1918 Bolşevik İhtilali sonrasında Çar'ın idamının ardından isyancılarla ilk görüşme yapılarak, Hazar petrolleri için anlaşma yapıldı.
Rus-Japon Savaşı için zemin hazırlandı, o dönem bir gazeteci şöyle yazıyordu, 'Rusyasavaşmak istemiyor, Japonya da savaşmak istemiyor. Öyleyse neden bu savaşgerçekleşiyor?'
Afrika'da birçok savaş ve devrim sonucunda bir milyon kişi hayatını kaybetmiştir, bu yaşananların arkasındaki en önemli sebep yeraltı zenginliğidir. Rotschild ailesinin, dünyadaki yer altı kaynaklarının % 40'ına sahip olduğu iddia ediliyor.

(Waterloo Savaşı; 16-18 Haziran 1815 tarihleri arasında gerçekleşen, Fransa İmparatoru Napolyon'un mutlak yenilgisiyle sonuçlanan savaş. )


 İngiltere-Prusya ittifakı ile Fransa arasında gerçekleşen Waterloo Savaşı'nda iki tarafın da yüksek faizle Rotschild tarafından finanse edildiğini yazmıştık, ancak bu savaşın bir başka özelliği de ailenin insanları yanlış yönlendirerek borsa üzerinden inanılmaz bir kar elde etmesidir.
O dönemde, savaşları takip etme imtiyazı Yahudilere verilmiştir, Rotschildler ise, Avrupanın beş büyük kentinde ciddi bir nüfuz edindiği için iletişimleri kolay olmaktadır.
Borsada Waterloo Savaşı esnasında, büyük spekülatörler Rotschild'lerin hareketlerini takip etmektedirler. Bunun bilincinde olan aile, ellerindeki tüm hisseleri satmaya başlar. Bu da, savaşı Napoleon'un kazandığına yorulur ve herkes tüm hisselerini satar, bu esnada hisse fiyatları da dibe inmektedir.
Rotschild, el altından düşük fiyatlı tüm hisseleri toplar, savaşı İngiltere kazanmıştır. 
Rotschild ailesi, zirveye tırmanmış şaşanın içinde yüzmeye başlamıştır. Bununla da kalmazlar.

 Marie-Hélène de Rothschild, 12 Aralık 1972'de ailenin sahip olduğu en büyük şatolardan biri olan Ferrières şatosunda büyük bir davet düzenler. Davetin kıyafet simgesi 

"siyah papyon, uzun giysiler ve sürrealist başlıklar"dır.

Bu ilginç parti için şatonun etrafına özel bir ışıklandırma sistemi kurularak sanki şato alev alıyormuş gibi bir efektler oluşturulur. Hareketli kırmızı ışıklar uzaktan bakıldığında bir yangın görüntüsü veriyordur. İlginç partinin ilginç ve ünlü konukları da vardı. 

(Sürrealist ressam Salvador Dali, Brigitte Bardot )

Sürrealist ressam Salvador Dali, Audrey Hepburn, Brigitte Bardot gibi dönemin en ünlü yıldızları da davettedir. Davetliler şatoya girerken örümcek ağlarıyla çevrili labirent gibi KORKUNÇ bir düzenekten geçirirler.

Cesur Yeni Dünya, (A. Huxley'in bu kitabında Rotschildlerden birçok bilimsel gelişime öncü olmuş insanlar olarak bahsedilir)
Delikanlı, (Dostoyevski'nin bu kitabında ana karakterin hayali, bir Rotschild kadar zengin olabilmektir)
Rotschild ailesi Amerikan yapımı bir film Damdaki Kemancı müzikalinde
“If I Were a Rich Man “adlı şarkıya esin kaynağı olmuştur. 

 Avustralyalı ünlü aktör ve yönetmen Mel Gibson Rothschild ailesini konu alan  “Yeni Dünya Düzeni” FİLMİNİ ÇEVİRİRKEN Rothschild ailesi buna itiraz ederek projeyi engellemek istemişler..

 


Rotschild ailesi denilince,  dünya üzerinde ki komplo teorileri  gözünüzde canlanmalıdır.  İster inanın,  ister inanmayın dünyanın tüm komplo teorilerinin önemli bir kısmı, bu aile ile ilişkilendirilir.


ILLUMİNATİ..!
Aydınlanmışlar anlamına gelen Illuminati, internette üzerinde sayısız komplo teorisi ile anılan karanlık bir topluluktur. Yeni Dünya Düzeni'ni sağlamak adına çeşitli yöntemleri olduğu ve devletleri, yönetcileri kontrol ederek bunu sağladıkları iddia edilirken, Rotschild ailesinin de bir Illuminati üyesi olduğu kabul edilmektedir.
Waterloo Savaşı, Fransız İhtilali, John F. Kennedy suikasti. John F. Kennedy Amerika Birleşik Devletleri’nin 35. başkanıdır. 22 Kasım 1963 tarihinde uğradığı bir suikast sonucu hayatını kaybetmiştir.

 Hitler'in yükselişi ve 2. Dünya Savaşı vb.. Illuminati örgütünün arkasında olduğu olaylardandır.

John F. Kennedy Amerika Birleşik Devletleri’nin 35. başkanı. )


 Özetleyecek olursak; Rothschild ailesi, 1917’de Yahudilerin büyük dünya hayalini tozlu raflardan indirme zamanının geldiğine karar vererek Balfour Deklarasyonu'nun şartlarını hazırlayan 2. Baron Rothschild Walter Rothschild, Yahudilere Filistin'de yeni bir Siyonist Devlet kurdurulması için düğmeye basmıştır.
O tarihten bu yana dünya üzerinde emperyalist İngiliz aklının, aslında Yahudi düşünce biçiminin taç giymiş hâli olarak çalıştığı bilinmektedir. Daha yüzyıl önce HOLKOST Nazi vahşetini yaşayan barbar yahudiler şimdi  yaşadıkları zulmü toprağın gerçek sahibi Filistin halkına yaşatıyorlar. 

Holokost, Nazi rejimi, müttefikleri ve işbirlikçileri tarafından 6 milyon Yahudi’ye sistematik, devlet destekli zulüm ve katliamdır.

Emperyalist İngiliz desteğiyle  şgal ettikleri ÇALDIKLARI  topraklar da dünyanın gözünün içine baka baka - oluk oluk kan döküyor, Sadece Filistin ve Gazze’deki çocukları, kadınları, sivilleri ve masumları öldürmüyor; insanlığın bütün temel değerlerini ayaklar altına alıyor ve İnsan hakları katliamı yapıyor kimliksiz barbar İsrail.

 

(Holokost, Nazi rejimi, müttefikleri ve işbirlikçileri tarafından 6 milyon Yahudi’ye sistematik, devlet destekli zulüm ve katliamdır.)

Bin yıl önce İngiliz topraklarında bugüne kadar görülmemiş imtiyazlarla fırtına gibi esen yahudiler,  içlerindeki durdurulamayan fitne  ateşini söndüremeyip, vahşet çığlıklarını susturamadıkları için sonları yine sürgün ve ölüm olacak.

Tarih Tekerrürden İbarettir, Yok Olacaklar..!

  YAŞASIN KAFİRLER İÇİN CEHENNEM..!

 

 

  Gül Gülasem ATEŞ 

 

 

YORUM YAPIN