×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Tribünlere Mektup

Tribünlere Mektup
 

Selâm dünya maratonunda tribünde oturan okuyucum,

Yazmadığın mektupta “Nasılsın” diye sormamışsın, olsun. Ben hep iyiyim. İyi oldum yani, tüm kötü düşlerin içinden sıyrılıp gelen renkleri sözlerime sardıkça gayet iyi oldum. Sormadın ama ben hep söyledim; iyiyim. İyiyim çünkü kötüler hep çoğunluktadır. Kötülerin kavgasını seyretmeyi severim. Eskilerin masallarını da severim, iyi gelirler insanın yeni heyecanlarına. Atalarımın dininden dönmemeyi de sevdadan bilirim; oğlum olursa adına İbrahim diyebilirim.

 “Nasılsın” diye sormadın, evet ama az önce de iyiydim, şimdi de iyiyim ve sana yazıyorum; yarın da iyi olacağım.

Sen nasılsın? Nasıl geçiyor oradan gökyüzündeki bulutlar? Hangi ağacın dalı daha fazla sallanıyor rüzgârın buğulu sesiyle? Hangi kalabalıktan sıyrılıp, hangi kalabalığa geçiyorsun bugün? Kaç kişinin profilini ziyaret ettin diye sana da soruyor mu sosyal medyanın karanlık ağı? İçimize taht kuran kaç fenomen Allah rızası için kötülerin silahını kalbine dayamaktan kurtulmuş? Kaç şehir istila edilen toplu konutlardan arındırılmış? Yüreğiyle yürüyen kaç gencin kahvesi senden?

 

Bizim neneler her sabah pedere, valideye; “Bugün Allah için ne yaptım, diye sorarak güne başla evladım” dermiş.

Nenemiz haklı, sormak gerekiyor kendimize çoktan seçmeli sorular; devam edelim; Kime umut oldu gözlerin bugün sevgili okuyucum, kime gülümseyerek baktın bugün? Tebessüm de bizim imanımızdan değil miydi? Hangi neşeli besteye acını katık yaptın? Söyler misin canım okuyucum; yorgan için ayılarla yatan kaç dayıya “dil uzattın” bugün?

“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” buyurur, İslam’ın Peygamberi Hazreti Muhammed. Ayılardan mı dayılardan mı mes’ul bu ümmet? Maratonda olması gerekirken tribünde oturmak, kınayanın kınasını yaraya sürmek değil midir? Tribünde bağırdığı kadar adaletsizliği çığırmayan tellal kaçıncı devrede yakmıştır beyni?

 

Bu kadar kestirme sorudan sonra sana herkesin tavsiye ettiği kitapları okumaktan ziyade kendi kitabını yazmanı öneriyorum; ya Yusuf ol ya Meryem. Kur’an-ı Kerim’de ilgili buyrukları okumanı tavsiye ederim. Zira; "hayatta her şeyi elde etmekten başka şeyler de olmalı."


 Aaa! Sana yazmadım değil mi!? Dün, yani bugünden önce geçen tüm zamanlarda bir şey oldu; yüzümde O’nun sesinin izini gördüm. Sesinin efsunu yüzüme bir duvak gibi yerleşmiş ve nereye baksam düğün, bayram havası görünüyor. İnsanın ağzından çıkanı bazen kendi kulağı duymasa da kalbinden geçeni gözleri görüyor ve ben gözlerini duymuyorum. Olsun. Olsun ben iyiyim, teşekkür ederim.

Dilin uzun olsun okuyucum. Sesine sahip çık, selâm ederim.

(Bu arada fonda Sara Naeini’nin Jane Maryam (جان مریم) şarkısı nağmeleniyor. Dinlemelik)

YORUM YAPIN