TİTANİK BATMADI, BATIRILDI..!
Titanik faciasının siyonistlerin dünyayı işgal ederken önlerine çıkan tüm engelleri aşmak adına büyük iş dünyası ailelerine karşı yapılan bir operasyon olduğunu savunanların
var olduğunu biliyor muydunuz !? Bu iddialara göre TİTANİK BATMADI, BATIRILDI..!
Ama biz şimdi bu komplo teorisini bir kenara bırakıp denizcilik tarihine kara leke olarak geçen Titanik gemisinin bildiğimiz öyküsüne göz atacağız.
Hepimiz ünlü Titanik gemisini, onun filmini, Leonarda di Caprio’yu, romantik sahnelerini ve hatta müziğini çok iyi biliriz. Filmin etkisinde kalmayarak Titanik’in neden - nasıl battı hiç merak ettiniz mi !? Gemiyi tasarlayan mühendislerin neden Titanic hakkında “Bu gemi her koşula dayanıklı olarak yapıldı onu Tanrı bile batıramaz!” dediğini hiç düşündünüz mü !?
İşte yazımızın ana örgüsü burası.
Takvim yaprakları 14 Nisan 1912’yi gösterirken 111 yıl önce TİTANİK gemisi Atlantik Okyanusu'nda bir buz dağına çarparak battığında batış yeri Kuzey Atlantik Okyanusu'ndaki Newfoundland ve Labrador, Kanada'nın yaklaşık 370 mil (595 km) güneydoğusunda yer alıyordu.
“Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz!”
Titanik yolculuğa çıkmadan önce gemi kaptanı Edward Smith bir gazetecinin, “Bu gemi için batmaz diyorlar; doğru mu?” sorusuna “Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz” demiş. Bazı kaynaklara göre bu cevabın bir düzmece olduğu, Titanik battıktan sonra yaşanılan faciayı efsaneleştirmek adına ortaya atıldığı söylenmektedir. Skandallara imza atan geminin antik Yunan mitolojisinde yer alan Altın Çağ'da dünyayı yönettiğine inanılan (haşa) tanrı ırkı Titanlardan esinlendiği söylenirken Titanik batmadan 14 Yıl Önce aynı adı taşıyan Kitabın Yazıldığını Biliyor muydunuz?
Kitabın yazarı Morgan Robertson. Eski bir denizci olan Morgan Robertson
Titanik'in batışından 14 yıl evvel (1898) kaleme aldığı kurgu roman, Titanik'in hikayesi ile bire bir örtüşmektedir. Hatta Robertson'ın romanın da geminin adı bile Titan olarak geçmektedir. Her iki gemi de aynı güzergahta yol aldığı gibi, aynı saatlerde ve aynı biçimde buz dağına çarparak batmıştır.
TİTANİK GEMİSİNİN ÖZELLİĞİ..
Günümüze kadar pek bilinmeyen detaylardan biri de Titanik'teki Osmanlı izleriydi. Gerek James Cameron'un 97 yapımı Titanik'i, gerekse yazılan kitaplar, denizde yüzen muhteşem sarayın hep “Batı tarafını" gösterdi. Oysa durum hiç de öyle değildi. Titanik'teki Osmanlı'yı araştıran gazeteci ve yazar Şenol Şahin Çörekçi'ye göre, İstanbul'dan özel bir mühendis grubu Titanik'in Liverpool'daki dev proje ofisinde görev almıştır. White Star Line kayıtlarında adları geçen yolcular arasında hem farklı ülkelerden gelen Müslümanları, hem de Osmanlı'dan gelen ve Türk pasaportlu Osmanlı vatandaşlarını görüyoruz. Listede Toufik (Teyfik) Nahil, Mustafa Nasr, Youssef (Yusuf) Saman, Hassan Houssein (Hasan Hüseyin), Ali Hassam gibi isimler dikkat çekiyor. Türk pasaportlu Ermeni asıllı yolcular arasında ise Arsun Sırayanian, Neshan Krekorian, Sarkis Lahowd, David Vartunian, Sarkis Mardirosian, Artun Zaarian, Maprieder Zakarian isimleri yer alıyor.
.
Şimdi hemen hemen hepimizin bildiği bildiği senaryoya bakalım. Muhteşem gemi Titanik, Atlantik okyanusunun derin sularında son hızda seyrederken birden bire sislerin içinden hayalet gibi buz dağı çıkıyor. Çapışmanın yaşanmaması için geminin dümeni tam tur iskele (sol) tarafına çevrildiyse de bu hamle Titanik’in buz dağına çarpmasına engel olamaz. Geminin baş kısmının sancak (sağ) tarafı hızla su almaya başlar. TİTANİK Filmini izleyenler buraya kadar neler olduğunu biliyor. Ancak asıl trajik olay bundan sonra başlıyor.
Buz dağıyla çarpışmadan hemen sonra kaptanın emriyle geminin ön tarafındaki su geçirmez bölmeler acilen kapatılır. İşte felaketin asıl başlangıç noktasını da bu karar oluşturur. Gemi kaptanı bölmeleri kapattırdıktan sonra Titanik’in batmayacağından o kadar emindir ki geminin su almasına duyarsız kalarak ilk anda alarm bile vermez.
Su geçirmez bölmeleri kapattıkları için gemi kaptanı, gemi mühendisleri ve mürettebat yaklaşık 1 saat ciddi hiçbir sorun yokmuş gibi davranırlar. Ama bu 1 saatlik süre içersinde yavaş yavaş geminin ön tarafında biriken su eşit bir şekilde gemiye dağılamadığı için geminin ön tarafı ağır basmaya ve geminin kıç tarafı havaya kalkmaya başlayınca acil durum alarmı verilip ilk can kurtarma flikaları başta kadınlar ve çocuklarla dolu olmak üzere suya indirilir. Bu yük farkına dayanamayan gemi olağanüstü bir şekilde ortadan ikiye bölünür.
20 cankurtaran filikası da tamamen doldurulmadan harekete geçirildi. Yani aslında birçok insan o gemiden sağ çıkarılabilirdi.
Kırılma sonucu gemiden kopan parçaların insanların üstüne düşmesi sonucu bir çok kişi orada can verirken kırılmadan kurtulup denize düşen yolcularda -2 derecelik Atlantik Okyanusu’nun buz gibi sularında 10 dakikadan kısa bir sürede hipotermiden hayatlarını kaybederler. Hipotermi, vücudun uzun bir süre boyunca üretebileceğinden daha fazla miktarda ısı kaybetmesi olayıdır. Yani birçoğumuzun sandığı gibi yolcular boğularak yada balıklara yem olarak değil, çok kısa bir sürede vücut sıcaklığının aşırı düşmesi sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir.
Can pazarının yaşandığı Titanik faciasında toplam 2 saat 10 dakika içersinde gemi ikiye bölünerek dakikalar içinde batar. Titanik’te en son teknolojisinin yanlış kullanımı sonucunda 1500 kişinin hayatını kaybettiği bir faciaya dönüşmüştür. Tabiki Titanikten sağ kurtulanlar da vardı. Kurtulanların çoğu 1’inci ve 2’nci sınıf kamara yolcularıydı. Çünkü 3’üncü sınıf kamaraların kapıları kilitlenmişti ve bu kabinlerde kalan yolcuların üçte ikisi gemiyle birlikte suya gömüldüler. İşte o 3’üncü sınıf kamaralardaki yolculardan 5’i Bingöl’ün Kiğı ilçesinden Kanada’ya ulaşmaya çalışan Neshan Krekorian, Orsen Sirayanian, Ortin Zakarian, David Vartunian ve Mapriededer Zakarian Osmanlı pasaportu sahibi 5 Ermeni’ydi.
Trajediden yıllar sonra Titanic’in sadece zengin ve ünlü yolcuların felaketi olmadığı, alt sınıf diye nitelendirilen fakir kişilerin de yaşamını yitirdiği gerçeği ortaya çıkar. Felaket sonrasında güverte altında seyahat eden fakir yolcular Titanic’te paniğe yol açtıkları iddialarıyla suçlanmışlardır. Bunların hepsinin asparagas haber olduğunu gazeteci Filson Young TİTANİK yazısında kaleme almıştır.
KAZA ANINDA İLGİNÇ DETAYLAR..!
* Geminin enkazı kazadan 73 yıl sonra bulundu...
* Gemi batarken müzisyenler 2 saat 5 dakika boyunca çalmaya devam etti...
* Cankurtaran filikaları tamamen dolmadan harekete geçti..
* Kaza sonrası Gazetelerde yer alan ilk haberler de hiç can kaybı olmadığı yazıldı.
* Gemide yer alan yolculardan 26 kişi balayı için oradaydı
* Kazadan kurtulan aktris bir ay sonra kazada üzerinde olan kıyafetlerle bir filmde yer aldı...
* Bazı erkekler cankurtaran filikalarına bir an önce binebilmek için kadın kılığına girdi.
* SS Californian Yardım gemisi Titanik'ten birçok imdat çağrısı almasına rağmen uzun süre yardıma gitmedi. Kaderin cilvesine bakın ki Titanik'in batmasının üzerinden üç yıl geçtikten sonra gemi Alman denizaltısı tarafından batırıldı.
* Yolculardan Violet Jessop, Titanik dahil üç büyük gemi kazasından sağ kurtulmayı başardı...
Titanik’te 2223 yolcu vardı. Ama gemide 2224 yolcu olması gerekiyordu. Satılan bir biletin yolcusu gemiye yetişemeyerek Titanik’e binemedi,Bileti olduğu halde gemiye binemeyen tek yolcu, Türk doktor Besim Ömer Akalın’dı.
Hakkında ne yazılırsa yazılsın Titanik faciası bilinen dünya tarihin en korkunç deniz kazalarındandır. Umutla yolculuğa çıkan 1513 masum yolcu soğuk suların buzlarla kol kola gezdiği uçsuz bucaksız okyanusta feci şekilde can verdi. Düşününce insanın tüyleri diken diken oluyor değil mi?
''Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler.''
(A'râf Suresi / 34 . Ayet )
Gül Gülasem ATEŞ