×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

TİMSAH YEMİ ÇOCUKLAR..!

    

 

 TİMSAH YEMİ ÇOCUKLAR..!

  Bazen geçmişin ayak izlerini takip ettiğinizde can damarınız kesilmiş gibi soluksuz kala bilirsiniz.
Kurşuni rengin karaya çaldığı derilerin hazin öyküleri emperyalist batının şeytani planlarıyla öylesine kıskaca alınmıştır ki bir türlü bitmek bilmeyen girdapların içinde yüreğiniz kan ağlayarak rehin kalıyorsunuz.

Çok değil sadece 100 yıl geriye gidildiğinde ırkçılığın son derece normal bir şey olduğunu görüyoruz. Ve günümüzde de hala zaman zaman merdiven altı zaman zaman aleni olarak devam eden bir ırkçılık var. Amerika her ne kadar şu anda özgürlüğün sembolü olan ülkelerden biri olarak kabul edilse de özellikle 1900'lü yıllara kadar siyahi insanlara karşı akıl almayan ırkçılıklar yapıldı. Nesiller boyu imza attığı insanlık dışı uygulamalarla tarihe damga vuran ABD'de, kölelik skandallarının ardı arkası hiç kesilmezken Amerikan rüyası son çırpınışlarını yaşıyor.

(Jim Crow Museum müzesi.! )

 

ABD Michigan eyaletinin Big Rapids'de Ferris State Üniversitesi'nin kampüsünde Jim Crow Museum adlı ilginç bir müze var. Bu müze, reklam ve ticaret dünyasında Afrikalı siyah derili insanların nasıl aşağılandığını gösteren kartpostallar, süs eşyaları ve ürün ambalajları gibi çarpıcı bir koleksiyona sahip.
Kara derili insanları aşağılayıcı görüntüler, 20. yüzyılın ortalarına kadar Amerikan popüler kültüründe ve ürün pazarlama stratejilerinde yaygın olarak kullanılmıştı. Köleliğin kaldırılması sadece kâğıt üzerindeydi. Faşizan - Irkçılık olanca gücüyle devam ediyor, Afrikalılar , Batılıların zihninde “geriliği” ve “vahşiliği” temsil ediyordu.


Timsahları avlamak için siyahi kölelerin bebekleri alınıp yem olarak kullanıldı..!

Bu başlığı okumanın kan dondurucu olduğunu biliyorum, zamanında TIME DERGİSİNE konu olmuş insanlık dışı bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

HAYVANDAN DA AŞAĞI, KİŞİLİKSİZ  İNSANLAR..!
Tarih tarih olalı böylesine vahşi, böylesine insanlık dışı ürkütücü insanlık suçu yazmadı. “Eşref’i Mahlukat”, yaratılmışların en şereflisi olan insan, nasıl olur da “Esfele Safilin” yani hayvandan daha aşağı olabilirdi. Bunu Dünyayı ilah edinen ırkçı beyaz adamların menfaatleri uğruna yaptıkları kıyım ve zulümlerde açıkça gördük görüyoruz. Evet onlar hayvandan da aşağı mahlukatlardı
ve timsah avlamak için Afrika’dan köle olarak getirilen siyahi insanların bebeklerini timsah yemi olarak kullandılar.

Evet evet yanlış okumuyorsunuz Siyah renkli masum bebekler ve çocuklar. Amerika’nın Florida ve Louisiana gibi güney eyaletlerine vatanlarından kopartılarak getirilip köle yapılan kara derili mücevver yürekli  gariban insanların daha 1 yaşına basmamış, yeni yeni yürümeye başlayan yavrularını - bebeklerini çalarak  bataklıklara  götürüp,  timsahları kolay avlamak için 
''Timsah Yemi'' olarak kullandılar.

BATAKLIK KIYISINDA ÖLÜME TERK EDİLDİLER!

Avcılar, kaçırdıkları bebekleri bataklığa götürürler, korumasız minicik masum yavruların boyunlarına ve bellerine ip bağlayarak nehir kenarına bırakırlardı. Bebekler burada normal olarak çığlık atarlar, suyu sıçratırlardı. Bunun sonucunda ise timsahlar kıyıya gelerek bebeklere saldırırdı.

Tam bu noktada avcılar devreye girerek timsahları vurarak öldürürdü. Florida'da 19 ve 20. yüzyıl arasında deri sektöründe kullanılmak üzere avlanılması oldukça yaygın olan timsahlar için "bedava ve kaliteli" olduğu düşünülen bir yem olarak görülen siyahi bebeklere yapılan bu akılalmaz işkence, insanın kanını donduruyor.
Elde edilen bilgilere göre sadece birkaç dakika içinde bebeklerin yanına gelen timsahlar, bu bebekleri bir tavuk gibi yakalar ve ısırırdı. Siyahi bebeklerin canını düşünmeyen vahşi avcılar ise bu av sonucunda şarkılar eşliğinde timsahların derisini yüzerlermiş. Çünkü taş kalpli beyaz adama göre Afrikalı köleler çöpten daha değersizdi.



Evet 1920'lere kadar Amerikada bu insanlık dışı uygulamalar devam etmiştir. Vahşet bununla sınırlı kalmayıp Afrikalı ailelerin çocuklarının derileri kitap kabı olarak da kullanılmıştır. Dünyada tespit edilen insan derisiyle kaplı kitapların 46'sı ABD'de, 5'i Fransa'da ve biri Belçika'da bulunuyor. Fransa'nın ilk yazılı anayasası olan 1791 Anayasası'nın ilk nüshası da insan derisiyle kaplıdır.'

Karikatürlerde siyah çocuklar “timsah yemi / Gator Bait” olarak temsil edilmiş. Bu aşağılama ve değersizleştirme sinema filmlerinde ve popüler şarkılarda da sürdürüldü. 1899'da Henry Wise ve Sidney Perrin tarafından bestelenen “Annesinin Küçük Timsah Yemi” ninnisi bu duruma güzel bir örnektir. 19. ve 20. yüzyıllarda Afrikalı Amerikalıların bu tür GROTESK ( ciddi ama görünüşte gülünç ve abartılı olan güldürü tarzı. ) gösterilerinin yaygın bir şekilde kullanıldığı açıkça görülürken, bu eserlerin varlığı, siyah çocukların Florida ve Louisiana'da  timsah yemi olarak kullanıldığını kanıtlamak için yeterli belgeler.

1899'da Henry Wise ve Sidney Perrin tarafından bestelenen “Annesinin Küçük Timsah Yemi” ninnisi. )

Timsah yemi hikayesi Amerikalı otoriteler tarafından birkaç kez reddedildi, ancak gerçekleri  ortaya koyan farklı sözlü hesaplar, yayınlar ve belgeseller vardı.!

Timsah yemi hikayesi birkaç kez reddedildi, ancak gerçek uygulamasını ortaya koyan farklı sözlü hesaplar, yayınlar ve belgeseller var.Bu uygulamaya ilişkin döneme ait polis vb raporları var. Jim Crow Müzesi'nin web sitesinde, gerçek hayatta "timsah yemi" olaylarının "belgelenmiş" olduğunun ispatı makaleler kanıt olarak dönem gazetelerinin haberleri bulunmakta. Farklı tarihlerde ve dönemin muteber gazatelerinde yer alan bu haberlere göre Afrika kökenli bebeklerin timsah yemi olarak kullanılması gerçekten yaşandı. Belki ülke çapında yaygın bir uygulama değildi ama bu vahşet yaşandı. Timsah yemi olarak canlı bir bebeği kullanmak Akıllara durgunluk veren tüyler ürpertici bir vahşet. Bu olağan üstü tüyler ürpertici olayı bu düşünceyi anlamak imkansız.


Tabiki vahşi şeytani düşünceli ırkçılık bununla kalmamıştı.
Hayvanat bahçelerinde de eğlence aracı olarak timsahların arasına siyahi çocuklar bırakılıyordu.
3 Haziran 1908 tarihli Washington Times gazetesinde "Baits alligators with pickaninnies - "Timsahlar siyahi çocuklar ile yemleniyor"
başlıklı bir makale yer alır. Buradaki "Pickaninny" ( Portekizceden türetilen Afrikalı küçük çocuklar için kullanılan aşağılayıcı ırkçı bir hakaret kelimesi )



Bu makaleye göre New York Hayvanat Bahçesi'nde siyahi çocuklar 25'ten fazla timsahın arasına bırakılmıştı. Bu çocukları timsahların arasına bırakan kişi ise hayvanat bahçesi görevlileri. Makalede bu kişinin cezalandırılıp cezalandırılmadığıyla alakalı hiçbir bilgi yok. İnsanlar da bu çocukları izleyerek eğleniyorlardı. Amerika'da bunlar olurken peki sömürgeciliğin baş aktörü Avrupa'da neler oluyordu. Şimdi modern diye yere göğe sığdıramadığımız AVRUPADA siyahi insanlar ”İNSANAT BAHÇELERİNDE “ çıplak - yarı çıplak vahşice sergileniyordu.

BARBAR - MODERN - MEDENİ AVRUPA..!
Irkçılığın çok kötü bir şey olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak çok değil 65 yıl kadar önce Avrupa'da hayvanat bahçeleri gibi olan, ancak hayvan yerine siyahi insanların sergilendiği insanat bahçeleri vardı. Aşağıda linkini paylaştığım İnsanat bahçeleri ile ilgili yazdığım araştırma yazıma bir göz atmanızı tavsiye ediyorum. 

 https://www.elcihaber.com/makale/insanat-bahceleri../2021102611210327

Coğrafi keşiflerle birlikte kıta dışı dünyaya açılan Avrupa emperyalizminin dünyayı sömürgeleştirirken dayandığı ana öğreti ırkçılık ve kapitalizm ideolojisidir.
Bu süreçte kapitalizm; Hristiyan ve Avrupalı olmayan insanların alt tabaka insan türleri olduğunu iddia eden ırkçılık ideolojisinin can damarını oluşturmaktadır. Milyonlarca insanın köleleştirilmesine apartheid rejim denilmektedir. APARTHEİD ayrım, ayrıştırma anlamına gelmektedir. Bu rejim Güney Afrika'da Ulusal Parti hükümetinin, 1948-1994 yılları arasında beyaz olmayanların aleyhine uygulanan ırksal ayrım temelli yasa ve politikalarını tanımlar.
Nazilerden esinlenerek kurgulanan Apartheid rejimi tarihte ırkçılığı (tüm yönetim seviyelerinde) kanunlaştıran ilk rejimdir. Bu rejimin mimarı, Naziler tarafından eğitilmiş, soykırımlar bu ırkçılık ideolojisinden doğmuşlardır.


“Herkese (dünyada) yaptıklarının karşılığı, (âhirette eksiksiz bir şekilde) tam olarak verilir. Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir. “
( Zümer Suresi 70. Ayet )

       Gül Gülasem ATEŞ

 

YORUM YAPIN