Aşk kokan ay hoş geldin,
En çok üşüttüğü anda,ısıtan, sarıp sarmalayan sevgi kokan,ayların içinde boyum kısa ama telaşım pek büyük diyen edalı bir ay Şubat...
Ocak herkes için, Şubat SEVGİLİNE telaşlandığın ay;SOĞUĞUN AŞKLA SAVAŞI..
“Elbette seni inciteceğim.
elbette beni inciteceksin.
elbette birbirimizi inciteceğiz.
ama bu varoluşun mutlak koşuludur. Bahar olmak, kışın riskini kabul etmek demektir.
var olmak, var olmama riskini kabul etmektir. “Diyor Exupery her şey zıddı ile kaim Aşk da bu yüzden hüzne en yakın galiba...Zıtlıklarda sanırım bir olmak en kıymetli olanı ya da kıyamamak aslında, incitmeye,bunun için hangi masal kahramanı olmalı ki...”KAR ÇİÇEĞİ Mİ OLMALI”hercaisini beklerken sonsuz uykuya dalan.
Bir insanın kalpte yer edinmesi mükemmel bir his. O gelmese bile onu her yere götürebiliyorsun..
Ayın 14 ise ;çiçeklerin aşkından öğreneceğimiz çok şey var, belki de o yüzden duygularımızı en iyi onların ifade edeceğini düşünüyoruz;o yüzden aşkımızı, sevgimizi, özlemimizi onlarla anlatıyoruz.
“Kar çiçeğim “diye severdi beni anneannem..Ne ki bu çiçek?Derdim çocuk aklımla. Dizinin dibinde bir kış masalı sıcaklığında,kestane kokusu eşliğinde anlattı hikayesini;kışta açarmış soğuğa inat,hercai menekşesine aşık.Bembayaz olurmuş kayaların arasında, gelin gibi beyaz karlara yakışan,sonra gözlüklerinin üzerinden gözlerini gözlerime akıtır ;” karçiçeğim benim,işte böyle ol hayatta Deyip,öğütler verirdi;asil,zor,mücadeleci ve uzak ama hep beyaz ol...”Eğer günün birinde aşık olursan,birini çok seversen KARÇİÇEĞİ gibi cesaretli ol,eğer karçiçeği kadar cesaretin yoksa,sakın Aşık olma!Mesleğin ne olursa olsun zorluklar karşısında dimdik dur,üşütüp korkutmasın seni hayat.. Adam gibi değil,kadın gibi kadın ol !Diren....”
Büyüdüm;kardelenmiş meğer karçiçeği ,bir kardeleni görünce tanıştım kendimle...Şimdi karçiçeği miyim?Kardelen miyim ?Bilmiyorum ama tek bildiğim;kara ,soğuğa inat durduğum.
kış mevsiminin zarif kızı “Kardelen”
Kışın gelmesi ile, bembeyaz karların arasından el sallayan, adeta umudun yolculuğu kardelen;
soğuk, ayaz, kar, kış demeden her zorluğa inat,tüm güzelliğiyle açan;meğer bu hırsını, kani olduğu aşkına borçluymuş. Aslında bilinen bir öykü;ağızdan ağza da dolaşmış, yayılmış, herkes hercaiye düşman olmuş, kardelen çiçeğinin cesaretini ise kendine örnek almış, en azından almaya çalışmış.
“Elinde tuttuğun herşey kayar gider gönülde tut…’’ Der şair.
Ne kıymetli bir gün 14 Şubat;her ne kadar duyguların,rakamlara, günlere sığdırılıp kutlanmasına karşı olsam da;bir tek doğduğun gün, evlendiğin gün ve öldüğün gündür hatırlanacak olan tarafında olsam da, kızamıyorum bugünlere, tatlı telaşlar aslında, insanları,ilişkileri canlandıran,kalplerin telaşı,ekonomiye fazlaca hizmet eden, çiçekler adına üzüldüğüm çiçekçiler adına sevindiğim, kalplerin alındığı günler olmaları adına çok da karşı çıkamadığım günler bunlar, bu anlamda değerliler gözümde...
Birini sevince insan;
Yıldızlardan taç yapıp sevdiğine takmalı...
Bir kardelen çiçeği kadar cesaretli değilseniz, sevmeyin ya da en azından onun kadar sevin, çünkü sevmek cesaretlerin en büyüğüdür.
Ve ADAM...
Dünyayı değiştirmek istiyorsan bir kadını sev. Gölgelerinin en derinliklerine kadar,varlığının en yüksek noktalarına kadar sev...
Onunla ilk karşılaştığın bahçeye git...
Gökkuşağı ülkesinin kapısına;
birlikte tek bir ışık gibi yürüyerek
Dönüşü olmayan noktaya...
Yeni bir yeryüzününün başlangıcına ve sonuna… Dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev.
Bütün yüzleriyle, bütün mevsimlerde.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev, kendinin ötesinde sev. Arzunun ve mantığın ötesinde, senin gençlik, güzellik ve çeşitlilik gibi bütün yapay özgürlük gündemlerinin ötesinde sev. Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir kadını sev, gerçekten sev.
Senin ruhunu çağıran bir kadın bul, seni idare eden değil
Kontrol listeni bir kenara at, kulağını kalbine koy ve onu dinle…
Cemal Süreyya’nın şiirleri gibi sev... Nazım gibi özle.
Ve KADIN...
Dünyayı değiştirmek istiyorsan bir erkeği sev; gerçekten sev…
Birini seç, ruhu seni çağıranı, seni net biçimde göreni seç. Seni kaybetmekten korkabilecek kadar cesur olanı seç.
Elini tut ve onu kalbinin damarlarına götür, orada senin sevecenliğini görsün, orada dinlesin, onun ağır yüklerini kendi ateşinde yak, kül et.
Gözlerinin derinliklerine bak... orada babalarını, dedelerini gör, uzak yerlerde, çok eski zamanlarda savaşa ve şiddete karışmış atalarını gör.
Acılarına, mücadelelerine, maruz kaldığı işkencelere bir zamanlar…
Ve bırak hepsi gitsin…Sana sığındığında kendini nasıl güvende hissedeceğini bil.
Onun öfkesine ayna olma
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsan, bir erkeği sev, gerçekten sev
Onu çıplak ve özgür olabileceği kadar sev.
Onu doğum ve ölümün döngüsüne bedenini açabilecek kadar sev
Ve bu fırsat için ona teşekkür et.
Birlikte öfkeli rüzgarlarda ve dingin ormanlarda dans ettiğinizde kollarına at kendini, seni tutacağından emin ol,
Ona teslim olarak ona teslimiyeti öğret.
Destekle onu, besle onu, ona izin ver, onu duy, kucakla, iyileştir onu.
Bunun karşılığında sen de beslenecek, desteklenecek ve korunacaksın güçlü kollar, net düşünceler, odaklanmış oklar tarafından, saygıyla...
Eğer izin verirsen, o düşündeki adam olur...
Ve BENCE
İnsanları sevmekten daha sanatsal bir şey yok.KARÇİÇEĞİ
Bin minnet...Bin hasret...Rast gelsin...Sevgilerimle
Pınar TARI