×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

SAHTE CENNETİN KEŞFİ !

Sahte Cennetin Keşfi !   Şeytan Marka Giyer....
Tarih bilgilerinizi güncellemek adına, Amerika’yı yeniden keşfetmek, komutan Zeng He ( Hacı Mahmud Şemseddin) ile tanışmak upuzun gibi görünen bu olaylar örgüsünün girdabına düşerek bir solukta okumak ister misiniz? Siz düşüne durun Ben anlatmaya başlıyorum.. 
  Zheng He,tarihin saklı yüzünde bir SÜPER KAHRAMAN. Yaşadığı dönemde Çin'in bölgesel, hatta küresel süper güce dönüşmesinde önemli rol oynayan  Müslüman bir kaşifti.
28 yıl süren yolculukları boyunca 37 ülkeyi ziyaret etti; ticari ve diplomatik amaçlarla 7 büyük deniz yolculuğu yaptı. Bu yolculuklarda 50 bin kilometreden fazla mesafe kat edilmiş olup ilk filosunda üç yüz on yedi gemiye bağlanmış halde 27.870 mürettebat bulunuyordu.

Zheng He, Müslüman babasının ve büyükbabasının Mekke'ye hacca gidip gelmesi sayesinde çocukluğunda hem Arapça hem de Çince öğrenmişti.
"Dini bütün bir Müslüman olmasının yanı sıra heybetli bir askerdir Zheng He. Kimi rivayetlere göre boyu iki metreden uzun, ağırlığı yüz kilodan fazla  ve yürüyüşü 'kaplan yürüyüşü' gibidir. İşte bizlerden - dünyadan saklanan ünlü kaşif komutan Zheng He  -Hacı Mahmud Şemseddin, keşif yolculuklarını, Kristof Kolomb ve kaşif Vasco da Gama‘dan önce ve onlarınkinden en az  beş kat daha büyük gemilerle gerçekleştirmiş olmasıdır. Hacı Mahmud Şemseddin  devasa gemileriyle Çin’den yola çıkarak, Amerika’ya ulaşmış, yeni topraklarda yerleşim yerleri kurup, haritalar çıkarmış ve Asya ile yeni dünya  - Amerika arasında ticari anlaşmalar yapmış, olan usta bir komutan, yenilikçi bir kaşifti.  Avrupalı denilen  taş kalpli sömürgeci topluluklar kabul etmese de, Kristof Kolomb’ Amerika’yı  ilk keşfeden değil son keşfedendir. Ve Kolomb’dan tam 71 yıl önce o toprakları, (Amerika’yı ), dünyayı keşfe çıkan Moğol asıllı Müslüman donanma komutanı Zheng He keşfetmiştir. 


▪️Avrupalı zalim  Contradator - köle tacirleri  küresel güç tüm keşif buluş gelişmeleri, iki, üç asra sığdırarak sahiplenmişlerdir. İddialarına göre; Ortada, Mısır, Hindistan, Çin, Arap ve İslam Medeniyeti ve bunların geliştirdikleri bir değer yoktur ve Coğrafi keşifler bile “Herşeyi Avrupa üretti ! ” dayatmacılığına dayanan Avrupa merkezci bir bakışa göre dünyaya servis edilmiştir.

 ▪️ Kapkaranlık gecelerin koynunda devasa dalgaların  korkusunu bertaraf ederek, denizin çağrısına uyup heyecan dolu maceralar yaşamış keşiflerde bulunan insanların hayatlarını, yer yer karanlık, yer yer masmavi çalkantılı düşüncenin, sessiz çığlıkların, hayal kırıklıklarının ve yeniden doğuşların anlatıldığı deniz yaşamına dair tüm satır başlarını bulacağınız, asla bilim kurgu romanı olmayan, geçmişten günümüze kadar ulaşmış, Amerika’nın keşfine dair, çoğunluğu el yazmasından oluşan,  pek çok belge ve kitap mevcuttur. Denizcilik tarihini anlatan bu  kitaplarda ki belgelerden Kolomb’dan yüzyıllarca önce, tarihin en yırtıcı- savaşçı kavimlerinden biri olan VİKiNGLER soyundan, Kızıl Eirik - Eirik Thorvaldsson ve babası Leif Ericson’un Amerika'ya ilk kez ayak basan Avrupalı olduğunu, öğreniyoruz. Vikinglerin, o tarihte denizlerde dolaşırken pusula ve haritaları yoktu. Kendilerine özgü teknikleri vardı ama bunlar denizlerde rahatça seyahat etmek için yeterli değildi. Bu yüzden sürekli kayboldular ve bazı yerleri şans eseri buldular. Vikingler Amerika kıtasını da böyle ayak bastılar. Kısacası Amerika da ilk koloniyi kuranlar, bugünkü İskandinavya, yani Danimarka, Norveç ve İsveçliler’in ataları olan Vikinglermiş.


▪️Ünlü Arap coğrafyacısı Abu-Abdullah-al-İdris'in kitabında yer alan,  iki Avrupalı denizciye ait maceralar,  kıtanın sakinleri hakkındaki bilgilere ilginç bir boyut kazandırmaktadır. 
▪️"İki denizci, okyanusun sonunda ne olduğunu bulmak için Lizbon'dan Atlantik Okyanusu'na doğru yelken açarlar. Uzun bir süre sonra bir adaya çıkarlar.Adada dolaşırken ada sakinleri - yerliler tarafından onları çepeçevre kuşatılarak esir alınırlar. 
Dört gün esir tutulduktan sonra, yerlilerin esirlerle anlaşmak için rehber getirirler.  Rehber düzgün bir şekilde ARAPÇA konuşuyordur.! ) “ Evet yanlış okumadınız rehber ARAPÇA konuşuyormuş. 
▪️Bir diğer araştırmacı P.V. Ramos "Karayiplerin Tarihi" isimli kitabında Karayip Adaları'nı anlatırken,  şu ifadeyi kullanmış. 
 "Kolomb, 1493'de yerliler ile karşılaştığında orada bazı beyaz tenli insanlar gördü. Bunlar misafirperver, pırıl pırıl gözlü, nazik, barışcıl, tarım ve avcılıkla geçinen insanlardı. Dinleri Muhammedi (İslâm) dilleri de Arapça idi." 
▪️Dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi eski profesörlerinden ABD Bilim Sanat Akademisi üyesi Barry Fell'in araştırmaları, Hazreti Ali ve Hazreti Osman döneminde Müslümanların Amerika'ya ulaştığını ve burada denizcilik okulları açtığını gösteriyor. Prof. Fell, ABD'nin Nevada, Colorado, New Mexico ve Indiana eyaletlerinde 7. ve 8. yüzyıllarda açılmış Müslüman okulları olduğunu, arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bulgulara dayandırıyor.Batı Amerika'nın el değmemiş bölgelerinde,   kayalar üzerinde bulunan yazılar, çizimler ve tablolar, o zamanlar uygulanan ilk ve orta düzeydeki Müslüman eğitim sisteminin izleri olduğunu göstermekte olup, bu belgelerin, kuzey Afrika Arapçasının eski kûfî Arap harfleriyle yazımından oluştuğu saptanırken, diğer önemli detay ise, 7. yüzyılda kullanılan kûfî yazıyla, “Bismillah" "Allah'ın adıyla"   ve "Muhammed Nabiyallah"  "Muhammed (sav) Allah'ın elçisidir"  yazılı taş ve 1951' yılında Nevada sınırındaki Benton kasabasına yakın Beyaz Dağlar'da (White Mountains) bulunan kûfî yazıyı içeren resimde; “Sheitan maha mayan” yani “Şeytan bütün yalanların başıdır “ yazısı da, yine 7. yüzyıla ait kûfî bir yazı türü.Günümüze kadar ulaşan tüm belgeler, okuma-yazma, aritmetik, din, tarih, coğrafya, matematik, astronomi ve denizcilik konularını kapsamakta kalmayıp, tarih sevenlere kesin bilgiler sunmaktadır.
▪️
ABD'deki keşiflerin araştırılmasında, yeni dünyayı - Amerika’yı keşfeden İslam kaşiflerinin izleri ile ilgili bir diğer çarpıcı bilgi ise şudur; Rahip Thaddeus Mason Harris, 1787'de Massachussets eyaletindeki Boston'da, Malden'dan Cambridge'e doğru giderken, bugün 16 numaralı yol olarak adlandırılan bölgede yol yapımı için çalışan işçilerin, kazı yaparken bazı paralar bulduklarını görür. İşçiler o metalleri kıymetsiz zannedip ondan da bir avuç almasını isterler. O da aldığı paraları Harvard College (bugünkü Harvard Üniversitesi) kütüphanesine incelenmek üzere gönderir. Bu paraların 9. ve 10. yüzyıllara ait,  İslâm mimarisinin en güzel örneklerini barındıran bir şehir olan SEMERKAND dirhemleri olduğu incelemeler sonucu ortaya çıkar. Dirhemlerin üzerinde "LA İLAHE İLLALAH, MUHAMMEDUN RESULULLAH ve Bismillah" yazılıdır. Birleşik Devletler arşivlerinde, Bağımsızlık Savaşı’nda savaşmış yaklaşık 300 tane Müslüman soyadına sahip kölenin olduğuna dair nüfus kayıtları da vardır.  ▪️ Bir başka tarihi belgede;  "Kristof Kolomb, Küba'nın kuzeydoğu kıyısındaki Cibara civarında yelkenlisiyle denizde yol alırken, yüksekçe bir dağın üzerinde bir cami gördüğünü 21 Ekim 1492 tarihinde kayıtlarına geçirmiş. Küba, Meksika, Teksas ve Nevada'da minarelerinde Kur’an ayetleri bulunan cami kalıntıları bulunmuştur. Harvard'lı ünlü tarihçi ve dilbilimci Leo Weiner 'Afrika ve Amerika'nın Keşfi' isimli kitabında Kolomb'un yeni dünyaya ayak bastığında, Afrika’dan yola çıkan müslüman kaşif denizciler MANDİKALARIN varlığından haberdar olduğunu belirtir. Aynı kaynak Batı Afrika Müslümanlarının Orta Amerika’da, Güney Amerika’da, Kanada dâhil Kuzey Amerika'da ve Karayiplerde yaşadıklarını; kıtada yaşayan, Iroque ve Algonquin yerli kabileleriyle evlilik ve ticaret bağları kurduklarını Kolomb'un da bunları bildiğini kaydeder."▪️2014 yılında, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde İzlenime sunulan Altın Çağ’da Bilim Sergisi, dünyanın keşfinde Müslüman kâşiflerin ne kadar büyük rol oynadıklarını  gözler önüne sermiştir.BTM Exhibit tarafından yerli imkânlarla oluşturulan sergide Kristof Kolomb’dan 100 yıl önce Amerika kıtasına ayak basan, Çinli Hacı Mahmud Şemseddin’in (Zheng He) Kristof Kolomb’un Santa Maria’sından daha büyük devasa  gemisinin maketi de yer alıyor. Denizaşırı yaptığı seyahatler ile dünya üzerinde ciddi toplumsal değişikliklerin de mimarı olan komutan Zheng He, 
Endonezya ve Malezya’da Müslümanlığın yayılmasında da öncü rol oynamış Müslüman amiralin, ilk denizaşırı seyahate çıktığı 11 Temmuz günü Çin’de ‘Denizcilik Günü’ olarak kutlanmaktadır.

    

▪️Meğer ki; Amerika’yı ilk keşfeden Kristof Kolomb değilmiş..!!     Peki Kristof Kolomb kimdir !? Tüm belgeler gösteriyor ki, SOYKIRIMCI - İŞGALCİ- Kristof Kolomb’un deniz yolculuğunda, yol güzergahında ilk ulaştığı kara parçası Hindistan’ın batısındaki bir adaymış.  Güzergahı üzerinde uğradığı Küba adasını , eski adıyla CİPANGO, günümüzdeki adıyla Japonya olduğunu zannetmiş.Kısacası Kristof Kolomb,bize empoze edildiği gibi, büyük bir denizci, bir gezgin, bir maceracı veya bilim insanı değildi. Amerika’yı hayali olarak keşfeden(!)  sömürgeci Kolomb, cahil bir yağmacı, hırsız ve altın için soykırım dâhil her şeyi göze almaktan asla çekinmeyen, bir katil, bir korsandı.Namı değer Kristof Kolomb, Marko Polo ve diğer kaşiflerin geçmişte yaptıkları yolculuklardan ellerinin boş dönmediğini  bildiği için,  Asya’nın altınlarla dopdolu, kolay kazanç elde edilen bir rant kapısı olduğunu düşünmüş, çıkacağı yolculuğun mali yükünü- masraflarını,finanse edecek tüm kapıları usanmadan çalmıştır.

Hatta rivayete göre, kendisine gemi vermesi için sultan II.Beyazıt'ın da huzuruna çıkmıştır. Kararlı bir şekilde bıkmadan usanmadan sultan II.Beyazıt'a yapacağı deniz seferini detaylıca anlatır ama Sultan’ı ikna edemez. Sultan  sadrazamı ile yaptığı istişareden sonra "osmanlı'nın böyle bir şeye ihtiyacı yok" diyerek  Kristof Kolomb’un teklifini geri çevirirler.

Cilve-i rabbânî, Cilve-i ilahî kaderin cilvesine bakınız ki, Padişah "evet" deseydi dünyanın gidişatı bambaşka olurdu.

Osmanlı, Hint Okyanusu ve Amerika gibi okyanus ötesi uzak kıtalara seferler düzenlememesinin başlıca sebebi, Akdeniz, Karadeniz gibi  denizlere ve topraklara seferler düzenlemesinin daha kolay, stratejik ve göz önünde olmasından dolayıdır. konumuza dönecek olursak sözde EFSANE denizci Kolomb avrupa'nın diğer krallarına gider. en sonunda ispanya kralıçesi ona destek olur ve istediği gemileri verir.
 İspanyol kraliyet ailesi tarafından finanse edilmesini sağlayarak kral ve kraliçenin desteği ile  yola çıkmıştır. 

  
▪️Günümüzün Barbar adası AMERİKA, Avrupalı  sömürgeci, zalimlerin kıtaya ayak basmasına kadar, MASUMLAR ADASIYDI. Beyaz tenli kara yürekli adamlar adayı tarumar ettiler. Onlara göre yerlilerin katli hiç önemli değildi. Onlar sadece boş bir bedendi. Canları, emelleri idealleri yoktu. Yapılan kıyımı savunanlar yerlilerin ruhlarının olmadığını iddia ediyorlardı. 
 
Amerikaya - Yeni dünyaya,  akın akın gelen Avrupalı sergüzeştlere,  yanlarında getirdikleri Papa’nın yerlileri kast ederek verdiği fetva şöyledir;

“Bunlar insan olarak değerlendirilemeyecekleri için öldürülmelerinde bir beis yoktur.”

 Hümanist ( !! )Avrupalı din adamının verdiği cevaz - onayla,  dini otoriteden aldıkları destekle,soylu hükümdar, kral adına ellerini kana bulamaktan asla çekinmediler.  İnsan görünümlü zevat, kendi çıkarları söz konusu olduğunda adeta vahşi bir hayvana dönüşerek, öldürmekten, soymaktan, tecavüz etmekten, soykırımdan, köleleştirmekten asla çekinmediler.. Onlar adanın gerçek sahipleri sessiz çığlıklarını kimselere duyuramadılar. Yerli halkı zehirlediler, tecavüz ettiler, hastalık bulaştırdılar, sakat bıraktılar. VAMPİRLER gibi kanlarını emerek, misafirperver mazlum insanları hunharca ölüme terkettiler - katlettiler.! 
Biliyorum ateşi seyretmekle dokunmak aynı hissi vermez ama Avrupalı  sömürgeci, zalimlerin yaptıkları karşısında insanın tüyleri diken diken oluyor. 

 Kristof Kolomb ŞÜREKASI - ORTAKLARI kendi aralarında konuşup yerlilere ne yapacaklarına karar verirler ve ilerlemeye devam ederler. Artık yağmanın ve kıyımın tarihi yazılmış, CENNET  kanların oluk oluk aktığı cehenneme dönüşmüştür. Amerika artık oluşmuş kanlı fetih müziği yavaşlamış sonrasında ağır bir sessizlik oluşur..

Cennet cehenneme dönüşür, kıtanın gerçek sahibi  BARBAR -SOYKIRIMCI - SÖMÜRGECİ beyaz adamlar olur.


▪️Sonrasında yeni dünya adı verdikleri Ada’nın topraklarına göz diken Portekizliler, İspanyollar, Fransızlar ve İngilizler, kendilerince yeni keşfettiklerini sandıkları kıtaya, kudurmuş köpek gibi ağızlarından köpükler saça - saça,  akın akın gittiler. İster adına sömürgecilik, kolonicilik, kolonyalizm ya da müstemlekecilik deyin, bu sözde MEDENİ  - VAHŞİ devletler, ellerini çabuk tutarak, yeni kıtada kendi kolonilerini kurdular. Aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin kökenini oluşturan, Boston, Philadelphia ve Washington’ın da içinde bulunduğu 13 İngiliz kolonisidir. Yani kökenleri soğuk, yağmacı menfaat perez insanlardan oluşan baş sömürgeci İNGİLTERE. 


      Şimdiler de Amerika, bir ülkenin adı değil, şeytanın eli ayağı,  BARBAR  bir zihniyetin simgesi, sözde ÖZGÜRLÜKLER ülkesi.. (! ) Amerikalı,  dünya üzerindeki bir ülkenin vatandaşı değil, kendilerini gezegenin yegâne sahibi  gören egoist, kaçak dövüşen jakoben, zalimler - katiller topluluğunun ortak adıdır.
 Evet insanların bilinçaltına maddi manevi süzülerek her şeyi maddeleştirler. Amerika denilen kara parçası artık yeryüzünde bir markadır ve Şeytan MARKA SEVER..!

-----------------

"Her nefis ölümü tadacaktır. Ve Kıyamet Günü'nde ecirleriniz - yaptıklarınızın karşılığı eksiksiz bir şekilde size verilecektir.

Kim de ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulursa, hiç şüphesiz kazanmıştır.

Dünya hayatı sadece aldatıcı bir faydalanmadan ibarettir."

(Âl-i İmran Suresi / 185. Ayet)

Gül Gülasem Ateş

YORUM YAPIN

haber yazılımı | Copyright © 2024