SAATİNİZ KAÇ KUM TANESİ?

Tüm Yazıları

SAATİNİZ KAÇ KUM TANESİ?

SAATİNİZ KAÇ KUM TANESİ?

Dünyamızın tüm kumsalları boyunca uzanan kum taneleri, denizin dibindeki kuma hasretli, bir inci tanesi olacak kadar da kıymetli ; çok olanı anlatmak istediğimizde “Denizde kum,onda para!”deyişlerimiz ama en güzeli “Seni kum taneleri kadar çok seviyorum”

Güneşin veda saatleri,ışığını eğip geçtiği bu mevsimde,ağaçların sararmış yapraklarının bir kısmının gücü tükenmiş, dallarına tutunamaz olduğu sonbaharda; işten çıkıp,bir akşam üstü “Bir akşam gözünde aşk tüterse”diye mırıldanırken, Ayten Alpman dilimde,kendimi sahilde buldum. Şaşırmadığım bir durum,bir rutin aslında,niye buldum dedim ki?
Deniz kenarındaki ince kumlar yıkandıkça nasılda parlıyor; büyük küçük,renk renk taşlar da dalgaların ritmine eşlik ediyor,ne güzel bir dans bu.
Herkesin en sevdiği şeyi yaptım bende,bileğimden bağlarını koparırcasına çözerek sandaletlerimi çıkarıp,denizle gökyüzünün birleştiği ufuk çizgisine karşı,denizle kumun birleştiği çizgiye oturuverdim.
Çok defa bırakmışımdır,bırakmışsınızdır...
Parmaklarınızdan akıtarak,adınızı,yalnızlığınızı,yorgunluğunuzu,sevdiklerinizin isimlerini, bir kalpçik ile başlık atarak hayatlarımızı yazmışızdır.Kumdan kaleler yaparak,belki de kendi içimizi korumaya almışızdır;amaç ne?Niye hep kale yapar ki insan?Kum tanelerinin içine soktuğum parmaklarımla anıların arasına girerek avuçladıklarım,parmaklarımın arasından akan kumlar kimler;avuçladıkça hayatımı karıştırır gibi alt üst ettiğim?Yıkılan ümitlerim,sevinçlerim;onlarca göz,söz arar gibi...Islak kumları topladım, beynimle kalbim arasına inşa ettiğim kalenin her basamağındaki her biri için,bir avuç kum bıraktım;ufak bir tepe oldular,yıktım sonra ama ellerime yapışan ıslak kumlarda hala izler var;kalbimle,beynimde kalanların tane tane çokluğu,hatıraların izleri…Yaşım kadar kum taneleri,bakıştık uzun uzun,aralarında aradığım mı?
Sonsuzluğa kadar uzanır gibi düşündüğüm,çarşafa benzetilen şu mavilik önümde duruyor tüm heybetiyle,bense bir kum tanesi kadar ufak;bir dalga ile sonsuzluğa uğurlanan.
Belkide onun içindir,kumu bir kum saatine hapsedişimiz.
Annemin karnında ilk duyduğum ritm bana şimdi zamanı sızdıran güp güp,güp güp …Ve “ıngaa”dediğim andan itibaren akmaya başlayan kum saatim;Einstein’in söylediği gibi zaman, bir göz yanılması mı acaba? Şu anda yazarken bile, parmaklarımın arasından akan bir kum tanesi ve geri dönüşü olmayan bir yol…
Sonsuzluk çiziyorum kumlara bu şekli hep sevmişimdir.
Öyle bir şekil ki yukardan baktığınızda bir kum saati,yatayda sonsuzluk ne tuhaf bir çelişki değil mi?Kum bitince zamanın dolması;8 yan yatınca sonsuz olması,bir gün, insan ömrünün de aynı şekilde sonlanıp yan yatacağımızı ifade eden ibretliğimsiliği..
Kum Saatleri
Zarif,kırılgan bir kadın gibi ;sabırlı,sabırsız,şeffaf,ince belli bir kadın.
Hayatı altını üstüne getirerek,tek bir hareketle başlıyor yolculuğu,
İçindeki taneler; kumlar…
Her biri de aynı gibi, minicik kum tanecikleri düşüyor ve durduramıyor,tutamıyor, gücünün yetmediği tek şey,düştükçe tükeniyor...
Geçmişle gelecek bir arada.
Kum saati…
İçinde kaç kum taneciği var ki?
Ve son kum düşünce,zaman tükeniyor.
Bir çevrimlik ömürlü ve parmaklarınızın arasında,
Kum saati…
Bir yerde okumuştum; "Neşeli eski çağlar kum saatini icat ettiler, zamanı bir müddet seyretmek için;kasvetli ve telaşe içindeki yeni çağlar ise kol saatini, her an kolumuzda taşımak için.”Ama ben her an ama her am zamanı nasıl tüketeceğimi değil,ondan nasıl,en doğru şekilde yaralanacağımı düşünüyorum. Bugün ile dün birbirinden çok farklı Horace’ın dediği gibi ‘’Carpe diem’’: Günü yakalayan,bu anın değerini bilen,zamanı geri sarar gibi,kum saati gibi, boş tarafından doluya,doludan boşa,giden ömrümüz olmasın,iyileşen dünyamız,iyileşen ruhlarımız olsun bir canlının doğumu gibi umut dolu olsun
Ömrünüzde bir kere de olsa, bir kum saatine dokunun,sahildeki kumları her yaşta avuçlayın ve her şeye rağmen,inadına güzel hayatınız;o taneciklerinizle,deniz kenarında çizdiğiniz bir sembolünüz olsun kum saati…. :))