×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Ragıp Ferda Aydınalp

Rakamlara göre seçim analizi

Rakamlara göre seçim analizi
Seçim atmosferi hava değiştirdi. Gerek iktidar gerek muhalefet %50+1’i yakalayamadı. 14 Mayıs’ı geride bıraktığımız bugünlerde 28 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur seçimine hazırlanıyoruz. İktidar cephesi %49,4’lük oy oranıyla daha rahat görünürken HDP ve emperyalizm destekli 6’lı Masa endişeli. Kılıçdaroğlu milli söylemlerle mesajlar vermeye başladı. Bunları bir tarafa bırakalım 2018 oranlarıyla 14 Mayıs’ı kıyaslayarak mevcut durumu analiz edelim.
14 Mayıs’ın kazananı AKP görünüyor; ama 2018 verilerine baktığımızda aslında AKP de kayıpta ve gerilemiş durumdadır. 2018’de %42,9 oy oranı ile 295 milletvekiline sahip olan Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta partisinin aldığı oy oranı %35,4 ve Meclis’teki sandalye sayısı 266’dır. Erdoğan ve partisi bu seçimlerde %7 oy, 29 da milletvekili kaybetmiştir. Ekonomideki başarısızlık en önemli faktördür. AKP’den uzaklaşan oylar vardır; ama yine de Erdoğan şanslıdır; çünkü kaçan oylar muhalif ittifaka gitmemiş Cumhur ittifakının havuzunda toplanmıştır.
20 yıldır ‘istikrarlı bir şekilde’ muhalefette olan CHP ise 2018’e göre 14 Mayıs’ta 3 puanlık bir artış kaydedebilmiştir; 2018 oy oranı %22,6/milletvekili sayısı 146 olan CHP’nin, bugün oy oranı %25,4/milletvekili sayısı 169’dur. Milletvekili sayısını artıran CHP ve içinde bulunduğu ittifak tüm desteklere rağmen %50+1’e ulaşamamış, hayal kırıklığı yaşamaktadır. Bize göre CHP’nin seçmende karşılık bulamamasının iki nedeni vardır; ilki siyasi arenada yeni dönemde aktör olmayı başaramamış Davutoğlu/Babacan, milli görüş tabanında ömrünü tamamlamış Karamollaoğlu ve Kandil destekli HDP ile yapılan ittifak, diğeri ise milli çizgi ve projeden uzak çalışma ve propagandalardır. Kılıçdaroğlu bir hafta önce milli söylemlere başlasa da geç kalmıştır…
HDP yani Yeşil Sol ise seçimin kaybedenlerindendir. Emperyalizmin kuklası, Anadolu’yu bölme esturmanı olan Yeşil Sol, ABD gibi Anadolu coğrafyasında kaybetmiştir. 2018 seçimlerinde %11,7 oyu 67 milletvekili bulunan HDP’nin bugün oy oranı %8,8, milletvekili sayısı 66’dır. Bu topraklarda bölücülerle işbirliği yapanlar her zaman kaybetmiştir. 90’lı yıllarda Kürtçülerle ittifak yapan SHP, önceki dönemlerde açılım sürecine giden Erdoğan nasıl kaybettiyse; 14 Mayıs’ta da Kılıçdaroğlu’nun CHP’si de HDP’den aldığı destek nedeniyle kaybetmiştir. HDP ile işbirliği devam ederse 28 Mayıs’ta durumu lehine çevirmesi ise oldukça zor...
Erdoğan’ın ittifak yaptığı, eylem ve söylemleriyle Türk kamuoyunda büyük öfke duyulmasına neden olan milliyetçilik düşmanı, Kürtçü, radikal İslami eğilimleri olan HÜDAPAR’a bakalım. Bingöl, Bitlis, Elazığ, Mardin ve Siirt’te çok güçlü olduğu iddia edilen HÜDAPAR da fos çıkmıştır. Adı geçen illerde ittifakta olduğu AKP’nin oyu yükselmediği gibi düşmüştür de. 14 Mayıs’ta HÜDAPAR da kaybetmiştir. Türkiye gerçeğinde ve tarihin diyalektiğinde bölücü ve dinci partilerin Türkiye’de kabul görmesi imkansızdır; HÜDAPAR ve Yeşil Sol örneklerinde olduğu gibi. Çağ ulus devlet, kamucu ve demokratik yönetim, üretim ekonomisi çağıdır. 
Cumhur İttifakı’nın perde arkasında duran, oylarının düşeceği iddia edilen MHP ise seçimin kazananıdır. Önceki seçimde 49 milletvekili olan MHP’nin bugün sandalye sayısı 50’dir. Tabanından İyi Parti ve Sinan Oğan’a kaçırdığı seçmen sayısını AKP’den kopan seçmen sayısı ile dengelemiştir. 2018 seçimine göre %1 oy kaybı olsa da milletvekili sayısını 1 artırmıştır, %10.1’lik oranıyla. 
Ve milliyetçi oy potansiyeliyle Sinan Oğan… Seçim sonrasında en çok konuşulan isimdi. O da Cumhur İttifakı’na dahil olduğunu açıkladı. 
İttifaklar, yaklaşımlar ne olursa olsun; ülkeyi yönetecek yapılar Milliyetçi, Halkçı, Devletçi ilkeleri benimsemek, üretim ekonomi modelini hayata geçirmek zorundadır. Ülkenin kalkınması, tam bağımsızlık yolunda ilerlemesi ve  muasır medeniyetin üzerine çıkabilmesinin başka bir reçetesi yoktur.
Hayırlı seçimler…

YORUM YAPIN