×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

OCAĞIN YOLU

Bir yıl daha yaş aldık, hoş geldin Ocak... 
Havadan mıdır bilmem ama insan böyle havalarda,daha bir özlemli geçmişe, çok üşüdüğümüzden olsa gerek anne karnı huzuru,çocukluğumun sesinde belki zamanı sızdırmam bundan, kar tanelerine asıyorum her bir anımı,dalıp gidiyorum eski bir şarkının her sesinde ...

Serçelere ekmek verin...
Sevdiklerinize kalan ömrünüz gibi bakın...

Bir şekilde doğduk,bir gün yine, kontrolümüz dışında ölüp gideceğiz. Ve hepimizin olmasını istediği hayalleri var,bir de yaşamak zorunda olduğu hayatı;”Olmasını istediğimiz ve olmak zorunda olduğumuz bir yerde sürüp gider der “yazar,ömür denilen kısıtlı zamanımızda.

Yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve yağışlı  bir coğrafyada yaşasanda,coğrafya kaderindir dense de,oysa gerçek olan senin mevsimin ...KENDİNE HOŞÇA BAK. 

Kışın ortasında bile biraz yaz sakla; bu yüzdendir ki,umutlar ek aklının coğrafyasına yoksa hayatın tatsızlıklarına nasıl sabreder ki insan?

Koca dünya dileklerini dileyip,yükledi ocağın heybesine,bu yüzden heybetli galiba Ocak ,bu yüzden bu kadar sert, diklenmeside soğuk duruşunda saklı; osKARlık rol yapıyor bir gün ışığı kadar havası ...
Böyle havalarda başbaşa çok kalırım kendimle,bazen sıcacık bir çayın deminde,bazende bir kahve fincanına,neyse halim tadında, her içene çıkan yollara dalıp giderken...Ve adımlarken ayaklarım,bir ileri,iki geri,geçmişe,geleceğe, şimdi de olmayı en sevdiğim andayım.
Herkes kalbinin evrenine yürümeli, yapın bu yolculuğu,iyi geliyor,yürüyün uygun adımlarla çok uzun bir yol,yaşın neyse kilometreside o.Yol hali hazırlıklı ol ama,nelerle karşılaşacağını az çok bilsende kendi yazdığın bu yolda çıkmaz sokakların olduğunuda unutma..Yürü yürü,bitmez dağ,bayır,şelale,arada küçük pınarlarında serinlediğin.

Kainat sensin!

Keşfet...En bildiğin durakların bu yolda,düşünsene gördüğün her şeyi sen inşa ettin,acı tatlı,her anı sen yazdın,kazıdın,hatta kemiklerine kadar,yazılmışa yön verdin,koş,emekle,hatta sürün...

Veeee en hız aldığın anda,çarparsın kalbinin duvarına dan diye,burada kulakların sağır olurcasına kalbin haykırır sana,yüreğinle yüzleşirsin,yaşadığın her duyguyu birbirinden ayırt ettirir o an,bazen bildiklerin ,öğrendiklerin acı verir,bir alacak verecek hikayesi bu kim kime borçlu?Bırak kalbinle tartışmayı nasıl olsa sağ çıkamayacaksın !ay pardon haklı diyecektim..Kalbinin yarasında saklananlar,onlara da bir selam çak.Her insanın sınırı var, affedemeyeceği kırılgan noktaları içine işleyen ,içinden atamadığı sınavları  da var,oradan beynine doğru bir volkan patlaması gibi fırlatırken seni,tırnaklarını geçiriyorsun kalbinin kapakçıklarına,daha girmediğin odacıkların var çünkü,tüm bu yaşanmışlıkları yaşarken öğreniyorsun acıyı, bir diken batımı acısıyla ciğerinden geçerken,annenin sütünden keserken hissettiğin ayrılık acısını duyuyorsun göğsünün yaylasında kuzular gibi meleşirken ve adımlarını atarken babana doğru ve adımlarken hayatı ,güvenin şefkatin düşersem kaldırır beni dediğin adam,salıncak kurmuş omurganda saçlarının uçuşunun sebebi bu huzuru buldun dimi...Tüm suçu kalbine yükleyen beynin bile sustu şu an ;dır dır yemiyor başının etini...İlk  karneme rast geldim ben,ilk heyecanım,ailene karşı ödediğin ilk vefa borcu,boğazının düğüm düğüm heyacanında,her yıl ödediğin,her yıl sana yeni şeyleri gösteriyor,okuldan aldığın yetmiyor üstelik yaşamda sana karne veriyor.Düşük aldığın notların,seni yerle bir ediyor,daha güçlü kalkıyorsun derken,her sınav birer ders oluyor ve sen büyüyorsun bir yutkunuş kadarlık zamanda,hayattan dersler halinle.

Ruhuna da selam vermeyi unutma...

Ne yollar biter, ne defterler, bu evrende,sayfaları neyle doldurmak istediğin de sana kalmış,farkettin mi?Aslında bir boşluksun,Fernando Pessoa’nın şu sözünün inanmışlığı ile ;”Olduğum şeyle olmadığım şey arasında ,hayal ettiğim şeyle,hayatın beni yaptığı şey arasında  bir boşluğum“Gözlerinden akan yaşlara binip,küreğini kendin  çek sandalının,kimseye de verme o kürekleri...
Ama yolu kapama,olur mu?Kendini kesip çıkarma bu resimden çünkü,insan anılarına dikemiyor sonra kendini ,aitsiz bırakma,başka bedenlerde yer aramak zorunda kalma kendine ...Yaşayıp gidiyoruz bir tane hayatta ve bunun için zamana ihtiyaç var iyi kullanalım mı ne dersin?
Bizden öncede yaşamlar vardı bizden sonrada olacak,bizde arada bir yerde bir hayat yaşıyoruz,sabıra ihtiyaç var,zamana,ama en çok da inanmaya..Ben sıkıldım bazen bitsin istiyorum bu yol,ama sonunuda çok merak ediyorum...

Hadi çay ve ihtiyaç molası verelim;ana gel,şimdi ki aklınla,şimdiki sana,birgün devam edersin kaldığın yerden yolculuğuna. Bak dışarda sanat eseri yağıyor bembeyaz Ocak ayının en keyifli hali,yaşama sevincinin yaşı yok,kimseye ihtiyacında yok,yüreğinin renklerini kimsenin avuçlarına bırakma ,hadi bir kartopu yap ve canın neye atmak istiyorsa fırlat tüm gücünle…Kendinin arkasında dur işte.

Ve bu yüzden tam zamanında yaşa...

Gece ile gündüz gibi zıtlığında saklı her şey,biri olmadan diğeri olmuyor,zamana bakıyorum kolumda,duvarda,telefonda ya da mevsimlerde,aylarda,haftalarda günlerde,en çok,doğum gününde ve ocağın birinde farkına varıyorsun yaşlandığını, hangi canlı bu kadar sevinçle kutlar ki bunu?

Olsun! Kutlayacağın çok yılların,kendine giden yolların olsun...

Bin minnet...Bin hasret...Rast gelsin...Sevgilerimle 
2022

Pınar Tarı

YORUM YAPIN

haber yazılımı | Copyright © 2024