MAFYA SADECE YAZIN ÖLDÜRÜR... !
“ Film çekmek ressamlığa benzemez. Sadece film yapma cesaretine sahip olacaksınız ve onu doğru zamanda kaydedeceksiniz; bu da bambaşka bir yetenektir” der Jean-Luc Godard..
Şeytanın insanlığa yapmış olduğu en büyük hile, tüm dünyaya ŞEYTAN diye bir şeyin olmadığına inandırmasıdır. İnsan her şeyin kendi insiyatifiyle geliştiğini düşünürken Işıklar söner ve film başlar.
-Mafia Only Kills In Summer- MAFİA SADECE YAZIN ÖLDÜRÜR, ünlü İtalyan yönetmen Pierfrancesco Diliberto'nun 2013 yapımı filmi, İnsanların bahsetmekten dahi imtina ettiği ögeleri ele alarak bu ögeler üzerinden güldürmeyi, düşündürmeyi amaçlamış bir kara komedidir.
Filmde, İtalyan mafyasının en acımasız isimlerinden 'Toto Riina', Palermo'yu kan gölüne çevirirken; diğer tarafta küçük gazeteci Arturo'nun, sınıf arkadaşı Flora'ya bir türlü sevdiğini söyleyememenin acısıyla kıvranmasının hikayesi anlatılır. MAFYA değince bir çoğumuzun gözleri fal taşı gibi açılsada yinede merakımıza yenilip konuyu araştırmaya başlıyoruz.
✓ Efendim, bilindiği üzere Türkçe alfabemizde 29 harf vardır. Bu harfler arasında sesli harfler ve sessiz harfler yer almakta. Son zamanların popüler kelimesi olan MAFYA - MAFIA ; ünsüz sessiz, kalın ünlü ve sert ünsüz harflerden oluşuyor. Kelimenin menşei - kökeni tam olarak bilinmesede Mafya denilen yer altı örgütün ana vatanı, Akdeniz’in en büyük adası olan Sicilya’dır.
Akdeniz ticaret yollarının kavşağında yer alan ada, 1860’lara kadar Yunanlılar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar - Berberiler , Normanlar, Almanlar ve ispanyollar tarafından yönetilirken, bölgeye hakim olan güçler tarafından ekonomik, sosyal ve siyasi baskılara maruz bırakılarak sömürülür. SİCİLYA, Grekçe’de Sikelia, Latince’de Sicilia ve Arapça’da Sıkılliye şeklinde yazılır.
MAFYA’nın , arapcada mu’afah / üstün cesaret gösterilerek kimsesizlerin yoksulların her türlü tehlikeden korunması” anlamına geldiği söylenirken, MAFYA - MAFFİA , Avrupa’nın en yüksek aktif Yanardağı olan ETNA’nın eteklerinde kurulan SİCİLYA’DA yoksulluk anlamına gelir. Yüzyıllarca farklı milletlere - kültürlere ev sahipliği yapan SİCİLYA, İtalya’nın Toscana bölgesinde, Akdeniz’in en büyük adası olmakla birlikte, antik mimari eserlerin sergilendiği sıra sıra tepeleri, lezzetli özel yemekleri ve dünyaca ünlü Pisa Kulesiyle göz doldururken, bu adada şehir efsanelerin ucu bucağı yoktur.
Rivayete göre Fransız Devrimi sonrası Fransız işgaline karşı Napoli Kralı IV. Ferdinand’ın 1283 yılında yaşanan savaş çağrısından ilham alarak (Morte alla Francia İtalia anela ) İtalya, “Fransa'ya ölüm diye bağırıyor “ sloganının baş harflerinden oluşan MAFIYA’yı kurar. Bu teşkilatın bir diğer ismi de “Onorata Societa” yani “Saygıdeğer Şirket” tir.
Ada, 1282’de Fransız monarşisinin kontrolü altına girdiğinde kral Charles adanın mükemmel bir deniz üssü ve vergi kaynağı olduğunu tabiki biliyordu. Sicilyalılar da, barbar Avrupa devletlerinin kendi çıkarları için topraklarını sömürmesinden de oldukça rahatsızdı.
Sicilya’yı para makinesi gibi gören Fransız yöneticiler, aynı zamanda Sicilyalıları yıkanmayan, pis köylüler olarak aşağılıyorlardı. Ada sakinlerinin yıkanmayıp pis gezdikleri doğru olsada o devirlerde Fransızların ada halkından aşağı kaldığı söylenemez. Parfüm, yüksek ökçeli ayakkabı, peruk ve şemsiye, Fransızların tuvalet adabı bilmediklerinden ötürü ortaya çıkmış, şimdilerde modernleşme adı altında lanse edilen pislik örten dörtlüdür.
Konumuza dönecek olursak, vergi borçlarının ödenmemesi sebebiyle 30 Mart 1282’de bir grup Fransız askerinin Santo Spiro (Kutsal Ruh) kilisesini basana kadar, Fransız hegemonyası altındaki adada, büyük olaylar meydana gelmemiştir.
Tarihi kaynaklara göre bir grup Sicilyalı akşam duası için kilisede toplanır. Bunun sadece dinsel bir kutlama olduğundan ve Sicilyalıların silahlı olup - olmadığından emin olmak için kiliseye iki yüze yakın Fransız askeri gönderilir. Sicilyalılar silahsızdır ama Fransızların tacizci yaklaşımı ada halkını çileden çıkarır. Fransız askerlerden birinin silah aramak için pervasızca elini yeni evli bir kadının bluzunun altına sokması bardağı taşıran son damla olur. Eşine yapılan tacizle öfkeden çılgına dönen koca, “Fransızlara ölüm” diye bağırınca, yanı başında bulunan askerlerden biri gayri ihtiyari kılıcını kınından çekerek kalabalığın üzerine saldırır. Bu beklenmedik kalkışma, saatlerdir öfkeyle yumruklarını sıkan kalabalığı tetikler ve halk galayana gelerek Fransız askerlerini öldürür.
Akabinde tüm ada halkı ayaklanarak adada yaşayan Fransızları ve onlarla işbirliği yapan herkesi öldürür.
Adadaki beklenmeyen isyan üzerine kral Charles, Sicilya’ ya iki birlik daha gönderir. Başkaldırı kanlı bir şekilde bastırılsa da o günden sonra isyan ve direniş adada bir yaşam tarzına dönüşür. Fransız askerlerinin baskını sadece isyanlara neden olmamış, aynı zamanda Amerika’ya kadar uzanacak ilk yeraltı organize suç mekanizmasının temelleri atılmış olmuştur.
Kim bilir belkide, otomobil Bagajlarında bulunan cesetlerin sessiz çığlıkları, ayağından betona gömülmüş dizlerinden vurulmuş kimliksiz insanların hazin öyküleri, ruhlarda oluşan derin çatlaklar basiretsiz Fransız yöneticilerinin dinsel bir kutlamayı engelleme işgüzarlığı yüzünden başlamıştır. Anlaşılan o ki Mafya’nın oluşumundaki en büyük neden, 1282’de Sicilya’da Fransızlar tarafından yapılan Akşam Duası Katliamıdır.
✓ Mafia ve Mafyalaşma olgusu, kumar, kaçakçılık, silah satışı, organ ticareti, uyuşturucu, fuhuş, kalpazanlık ve hırsızlıktan para kazanırken, kısaca “mafya” İtalya - Sicilya’dan dünyaya armağan edilmiş ironik bir hayat parçası belkide hiçbir yere kıyısı olmayan bir vahşet denizidir..
✓ Ne hazindir ki MAFYA, nam-ı diğer seri katiller teşkilatının Sicilya’nın kaderi olduğunu gerçeği zaman zaman yetkili ağızlardan bile dünyaya ifşa edilmiştir. İtalya’nın tanınmış televizyoncularından Maurizio Castanzo’nun Kanal 5’deki programına konuk olan zamanın Başbakanı Silvio Berlusconiye, hükümet olarak ülke genelinde neler yaptıkları sorulunca
“Büyük işler yapmak zor bu memlekette, yeşiller - çevreciler var” diye anlatırken, sunucu Castanzo değil mi sorun olarak “Bir de mafya var” diye ekleyince Başbakan olduğunu unutan Silvio Berlusconi, sıradan bir İtalyan gibi
“ Evet, proje üretmemize engel olanlardan nispeten daha azlar ” diyerek Castanzo’yu onaylayarak , Televizyon tarihindeki en büyük gaflardan birinde imza atmış olur.
Mafyanın sermayelerinden biri olan Haraç, geleneksel bir değer bir racon olarak tarihe geçerken, günümüz Sicilya’sında birçok esnaf haraç ödemeyenlerin başına ne geleceğini çok iyi bildikleri için “pizzo” adı verilen haracı ödemeyi ihmal etmiyorlarmış.
Bir gün yolunuz Sicilya’ya düşerse eğer ada sakinlerinden birisine
- mafya nerede? diye soracak olursanız sizin bu sorunuza cevap olarak, müstehzi bir gülümsemeyle Catania’dan Palermo’ya doğru giden yolu göstereceklerdir.
Bu sonuç sizi tatmin etmedi diye düşünürseniz aynı soruyu yaşlı bir Sicilyalıya sormanızı tavsiye ediyorum. Çünkü mafya arayanlara en güzel cevabı yaşlı Sicilyalılar veriyor.
__ “Ma, che mafia”, Ne mafyası be !
Kısa bir tebessüm sonrası isterseniz sizinle birlikte İtalya’ya ve özellikle Sicilya’ya mafyanın anavatanına şöyle bir yolculuğa çıkalım.
MAFYA..!
Mafyanın Amerika Birleşik Devletleri serüveni İkinci Dünya Savaşı döneminde Sicilya’ya çıkartma yapmak için mafya ile anlaşmasıyla başlar. Mafya, Amerikan çıkarma kuvvetlerini karşılayarak hedeflerine varmalarında rehberlik eder. New York’taki Sicilya asıllı mafya babaları ile görüşülür. Sonuç olarak Alman garnizonlarının tam yerini gösteren yerel mafya sayesinde ABD’li komutanlar büyük başarı elde ederler.
Savaştan sonra Sicilya’nın Mafya babası Calogero Vizzini, Amerikan komutana “onurlu insanları” isminden oluşan bir liste verir. Amerikan karargahı listede adı geçen mafioso - mafyöz (MAKYÖZ değil ) mafya üyelerini adanın çeşitli kent ve kasabalarına belediye başkanı olarak atayınca, İtalya’da Sicilya mafyası şaşırtıcı bir şekilde dokunulmazlıklara sahip olur. Bu arada Komünizme şiddetle karşı olan babalar, İtalya’yı 1945’ten 1992’ye kadar yöneten Hıristiyan Demokrat parti yöneticiler tarafından el üstünde tutulur. Mafya soğuk Savaş dönemi boyunca müttefik olarak tanınır…
Böylece, İtalya’da devlet mafya olurken, servetne servet katan mafya da devleşir.
✓ Seri katil MAFYA aynı zamanda dünya çapında olağanüstü geniş bir kitleye hitap eden, gerçek hayattan sinemaya geçiş yapan, keskin çizgilere sahip, çürümüş, yozlaşmış suç dolu derin karanlık dünya hakimiyetinin de adı, seyirciyi içine çeken güçlü bir girdap, bir nefes bir dram, keyifle tüttürülen puro ! trajediler zinciridir.
Sinema tarihinde çekilen ilk mafya filmleri kara film ''film noir'' adıyla bilinir. Karanlık, çürümüş, yozlaşmış ve suç dolu bir dünyada, herkesin arka yüzüde pisliktir ve hiç kimse masum değildir. (Film noir) Kara filmin karanlık dünyasında katil kadar kurban, tehdit eden kadar tehdit edilen, ihanet eden kadar ihanete uğrayan da suçludur.
John Huston'ın Dashiell Hammett'ın aynı adlı romanından uyarladığı ve yönettiği 1941 ABD yapımı Humphrey Bogart'ın rol aldığı Malta Şahini ve Derin Uyku filmleri, bu türün ilk örnekleri arasında yer alırken, Amerika'dan sonra en fazla mafya filmi çekilen ülkeler İtalya, Rusya ve Japonya'dır. Japon yapımı mafya filmleri, '' Yakuza film '' da bilinir.
En popüler mafya klasiği olan, Baba (The Godfather) gösterime girdiği andan itibaren beklenilenden fazla ilgi görmüş, magazin dünyası, birçok kurum, enstitü filmi gelmiş geçmiş en iyi filmleri sıralamasında en üst sıralara yerleşmiştir.
Bu filmler, hayatında şiddetten, kanunsuz işlerden hoşlanmayanları bile avucuna almayı başaran yapımlardı. Filmler çekilene kadar özgürlükler ülkesi Amerika’nın ve göçmenlerin trajik hayatları hiç bu kadar net seyirciyle buluşturulmamıştı.
Şimdi arkanıza yaslanın ve bu filmlerin neden bu kadar sevildiğini birlikte göz atalım.
Dünya çapında efsane olmuş mafya filmlerinden, -The Godfather (Baba) - serisi, büyük zorluklar ve stüdyo kısıtlamalar ile çekilmesine rağmen, sinema tarihinin en unutulmaz film serilerinden biri olmayı başarır. Filmin yönetmeni Ford Coppola’nın, filmin yapımcı stüdyosu Paramount ile verdiği uzun savaşlar, ancak filmler vizyona girince meyvesini verir. Coppola basit konulu ve kanlı bir mafya filmi çekmek yerine; zengin diyaloglara ve felsefeye sahip derin bir film çeker.
Filmin konusunda yaşanan entrikaların benzerleri , seri olarak çekilen üç BABA filminin yıllar süren çekimlerinde de korkutucu bir şekilde yaşansada, filmlerin uyarlandığı kitabı ve senaryolarını yazan Mario Puzo ve Francis Ford Coppola’nın olağanüstü çabaları sonucunda sinema tarihine damgasını vuran mükemmel filmler çıkar.
Konuya nokta koymadan önce, dünyanın her yerinde izlenmiş olan hemen hemen her repliği ve sahnesi akıllara kazınan dramatik BABA filminin gizli kalmış gülümseten noktalarını da sizinle paylaşmak istiyorum.
Meğerki Don Corleone karakterini oynayan Oscar Ödülü sahibi Marlon Brando, filimdeki ünlü çenesine sahip olmak için her gün 3 saat boyunca bir koltukta oturmak zorunda kalıyormuş. O sarkık yanakları pamukla doldurulurken, Marlon Brando’nun ezberinin zayıf olmasından dolayı filmde Tom Hagen rolünü canlandıran ünlü yönetmen Robert Duvall replik kartlarını üzerine takıyormuş. Marlon Brando ve Al Pacino’nun 1973 yılındaki Oscar Ödülleri Töreni’ni boykot ettiklerinide yazmadan geçmeyelim.
﴾ ﴿ '' Herkese yaptığının karşılığı tastamam ödenir; Allah onların yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir. '' ( Zümer Suresi / 70. AYET )
Gül Gülasem ATEŞ