×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

KUMARBAZLAR..!

KUMARBAZLAR..!

 

Çözümsel düşüncelerin iflas ettiği, insanların olup biteni sorgulamadan EMRİVAKİ olarak işaret taşlarını takip ettiği  bu zaman diliminde gözlemlemeyen,  düşünmeyen, sabretmeyen, şükretmeyen zihni ve ahlaki savrulmalar yaşayan, vurdumduymaz insanlar haline getirildik, getirilmeye de devam ediyoruz. 

Derler ki; kimi dizinden yara alır kimi dizinin dibinden. Bizi dost bellediklerimiz dizimizin dibinden vurup , hallaç pamuğu gibi etrafa savurmak istediler. Şimdilerde Üç kuruşluk dünya ve koltuk menfaatleri için davalarından taviz verenler toplumda itibar görür oldu. Aydınların maneviyat büyüklerinin uçurtmalarını gök yüzünde bir hiç pahasına vurdular. 

 

“ Homines, dum docent, discunt - İnsanlar öğretirken, öğrenirler!” 

Der, Romalı ünlü filozof Lucius Annaeus Seneca. 

Bu devrin insanları Öğrenmediler sadece öğrettiler. Milli ve kutsal davalar bir bir çöpe atılmak istendi. Taşlar yerinden oynatıldı. Dava cesaret ister. Kibre, gurura, bencilliğe, çıkara hiç tahammülü yoktur.

Bir zamanlar “Vatan millet Sakarya”, “Din iman” diyen ve bunları kimseye bırakmayarak tekeline alanlar son yıllarda doğrudan veya dolaylı olarak vatan, millet, din ve iman düşmanlarına siyaseten destek vermelerini, onların ekmeklerine yağ sürmelerini, onlara destek olmalarını anlamakta güçlük çekiyor insan.


Makam mevki ve koltuk hırsıyla, dünyevîleşme tutkusuyla, güç devşirme düşüncesiyle, pireye kızıp yorganı yakma duygusuyla, bu ülkenin hayrına fikir ve düşünce üretmeyenlere, dış güçlerden yardım ve mandacılık isteyenlere direkt veya dolaylı yoldan destek verilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez..

14 MAYIS'A BEŞ KALA..

 

Nefesler  tutuldu ülke seçime gidiyor. 

“Türkiye tarihinin en zorlu en kritik seçimi” diye nitelendirilen bu günlerde felsefeci Ludwig Wittgenstein şişeye düşen sineğin hikayesi geldi aklıma. Çaresizliğin içinde  at gözlüklerinin ardından etrafa bakan KAPANA kısılmış insanları kavanozdaki sineğe benzeten, felsefeci Ludwig Wittgenstein’in mücadelesi çok anlamlı ve  bir o kadarda manidar. 

▪️Ludwig Wittgenstein'ın hayatının tek amacı şişeye düşen sineğe şişeden çıkış yolunu göstermek. Ludwig için birçok insan kavanozda kapana kısılmış birer sinekti. 

Tabiki sinek bir metafor - mecaz.   Sinekler gibi amaçsız ! bir şekilde yaşamak varken Wittgenstein’in insanları uykularından uyandırmayı seçmesi ailesi de dâhil onu tanıyan herkesi hayrete düşürmüştür. Ludwig Kendisini, öğrencilerini ve çevresindeki herkesi, kavanozdan çıkarmak için yıllarını verir. Onun en büyük derdi dava edinmeyen öylesine  kavanozda yaşayan insanlardı. Bu adam yaşadığı zaman diliminin en dürüst ve en tuhaf filozofu olarak görüldü.

 

 

Günümüzde çevresinin uyarmalarını göz ardı ederek hayatını,  ülkesini,  milli manevi değerlerini kumar masasına sürerek poker vs..

oynayan sergüzeşt beyinli KUMARBAZLARA, Neme lazımcı İnsanlara şişeden çıkış yolunu öğretme, deveyi hendekten atlatmaya çalışmak gibidir. Bizler prangalara alışığız şişenin içinde tutsak kalmak bizi büyülüyor, mankurtlaştık ve cam yüzeylerin dokunuşu yetiyor bize. Biz kavanozun içinde özgürüz

 Evet ZAMANIN BİTİŞİ içinde Cam Fanus gibi yüzeyler deneyimlerimizin ve heveslerimizin sınırlarıydı. Şişe derimizdi, ruhumuzdu. Yıllarca camın görüşümüzü bulandırmasına alışmıştık. Nefisleri AYYUKA çıkmış bireyler olarak çevremizdekileri olayları arada cam olmadan açıkça görmek istemiyorduk. Dahası temiz hava solumak istemiyorduk. Biz  şişenin dışında yaşayamazdık. Ya da, şişenin camdan yansımalı dilinde, kendimize bunun böyle olduğunu söylüyorduk. En önemlisi biz

“Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”

(Ahzâb Suresi / 2. Ayet ) Ayeti kerimesini unutmuştuk - UNUTTURULDU.!

 

BEKA NEDİR..?

 

Bekanın sözlük anlamı; Bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatiyetini devam ettirmesidir. KIYAMETE kadar, İlelebet payidar kalmak demektir. 

▪️Geleceği inşaa etmek, geçmişe saplanıp kalmak yada günü kurtarmakla olmaz. Bakın her yerde sessizliğin sesi yankılanıyor. 

Vatanımızın bekası ve milletimizin istikbali bizim için her türlü hesabın üzerindedir. 

Efendiler,  BEKA sorunu yok demek, küresel sömürgeci unsurların tuzaklarına düşmek milli mücadeleyi unutmak - unutturmak demektir.

 

OYUN KURAN BİR ÜLKE YERİNE,

SENARYOLARINDA FİGÜRANLIK YAPAN BİR ÜLKE İSTİYORLAR..!

Yüksek teknolojiyi üreten, milli güç unsurlarını kuvvetlendiren, dışa bağımlılığı ortadan kaldıran, stratejik birikime dayalı, sabırla, kararlılıkla güçlü olmaktır Beka meselesi. Suriye’nin kuzeyinden terör koridorlarıyla Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlara karşı tavizsiz, koşulsuz karşı duruşun direnişinin adıdır beka..

BEKA, Bu millete 15 Temmuzu yaşatan mankurtlaşmış FETÖ ihanet şebekesinin tüm kripto unsurlarına ve küresel ağının hâlâ diri, canlı tutulmaya çalışılan yapılanmasına karşı yılmadan, usanmadan mücadele azminin adıdır.

 

Bu süreçte Beka kaygısı taşımayan Gerçek düşmanın kim olduğunu keşfedemeyen, bilmeyen, bilmek istemeyen anlayamayan insanlar birbirlerine tahammül edemeyip düşmanlaşırken küresel düşman Emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektedir. 

Siyasetin klasik şablonuna göre; zihnimizde oluşturduğumuz siyasi partileri, merkezin sağına ve soluna oturturuz. Ama bu seçim döneminde tüm bilgiler çöpe atıldı taşlar yerinden oynadı - oynatıldı. 

Efendim bu seçim siyaset çöplüğünde eski hesaplaşmaların görüldüğü rövanş peşinde koşulan bir seçim değil. Bu seçim ülkemiz ve milletimiz için hayat memat meselesidir. Kainatın sahibi olan Allah azze ve celle,  kimseyi ülkesiz, vatansız, bayraksız bırakmasın.

 

 

▪️Şimdilerde  “Seni anlamıyorum" diyen insanlarla çokça karşılaşacaksınız. Onlara William Shakespeare’ in şu cümlesiyle karşılık verelim. 

Azizim, hissedemediğiniz bir şeyi tabiki anlayamazsınız. !!!

 

▪️Hanımlar beyler bu süreçte kimse gazozuna oyun oynamıyor. Ülkenin ve milletin bekası - geleceği üzerine küresel emperyalist oyunları bozmak için kıyasıya mücadele veriliyor.

Unutmayalım Poker oynayanlar kaybeder, Satranç oynayanlar kazanır. !

Sineğe şişeden çıkış yolunu göstermek mi istiyorsun? 

          O zaman ŞİŞEYİ KIR..!

Gül Gülasem ATEŞ

YORUM YAPIN