×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

KUDÜS MANİFESTOSU..

 

                       

                            KUDÜS MANİFESTOSU..

"Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde

Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu

Götür Müslüman'a selam diyordu.

Dayanamıyorum bu ayrılığa

Kucaklasın beni İslam diyordu."

 

   Kudüs Şairi" olarak da anılan Mehmet Akif İnan'ın muhteşem şiirinden bir kesitle yazıma başlamak istedim. 

Geçmişten günümüze dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Kudüs, Lut kavminin lanetlenmesi sonucunda oluşan Lut Gölü’nün çukurunda, dalgalı deprem yüzey üzerinde, Afrika levhası ve Arap levhası arasında tektonik plakası sınırı boyunca yer alan, yüzyıllarca barışın sembolü ve üç semavi dinin merkezi olmuş gökte inşa edilerek yere indirildiğine inanılan, yeryüzünün en mukaddes şehirlerinden biri, Peygamberler diyarıyken, son üç asırdan beri ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş HÜZÜN şehridir KUDÜS..

 

▪️Milattan önce on dördüncü yüzyıla ait olan “Teli Amarna “Mektuplarında şehrin adı Urusalim'dir. 

•Geç Asur metinlerinde Urusilimmu veya Ursalimmu, 

•İbranice Masoretik metinlerinde Yruşim, •Latincede Jerusalem veya Jerosolyma, •Grekçede ise Hierosolyma olarak geçmektedir. Bugün ise Kudüs şehrinin Batı dillerindeki adı da JÉRUSALEM’dir. Ârâmîce Beth makdeşa, İbrânîce Beth ha-Mikdaş ve Arapça Beytülmakdis Kısacası “ MUKADDES EV”dir. 

KUDÜS denilince işaret edilen şehir değil mabettir.

 Mescid-i Aksâ’nın yerinin tesbiti ve mimari planlanması Hazreti Dâvûd (as) ile başlar, Hazreti Süleyman (as) ile MABET’e dönüşür. 

 •Kudüs’ün kalbi olan Mescid-i Aksa, insanlığın maneviyat gözdesi, 

Kâbe - Beytullahtan sonra insanlığın ikinci mescidi, yer küreyi süsleyen kainatın rehberi yüce İSLAM dininin ilk kıblesi. Cinlere yaptırılan ilk mabed. Kainatın yaratıcısı Allah, kudretini göstermek için kulu Muhammed Mustafa’ya (sav) bir gece yarısı Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya kutlu mucizevi bir yolculuk yaptırır. Gelmiş geçmiş binlerce nebinin Peygamber efendimizin (asm) imamlığında secdede buluştuğu, Miraca yükselirken uğradığı son dünya parçasıdır bu gün ağlayan KUDÜS.

Avlusunun mescit kubbeleriyle nakış nakış işlendiği, kainatın sahibine teslimiyet- kulluk mahalli, bereket, mübarek anlamına gelen KUDS- KUDÜS’ün adı Kuranı Kerim’de doğrudan geçmemekle birlikte bu şehir, el- Mescid’ül Aksa’nın mübarek kılındığından bahsedilirken, şehrin bulunduğu bölge “mukaddes toprak yaşanılası güzel belde olarak nitelendirilir.

 

Üç bin sene öncesinde simsiyah gecelerin kucağında yıldızların pas parlak Işıkları altında dualarla niyazlarla tasarlanan Süleyman aleyhisselam'ın yaptırdığı ilk mabet, Halife Abdülmelik’in yaptırdığı muhteşem yeraltı mescidi, Cuma mescidi ve mukaddes “Muallak Taşın” (Sahra) üzerine bina edilen altın kubbeli, Abdülmelik bin Mervan’ın yaptırdığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın çinilerle süslediği Kubbetü’s-Sahra Mescidinin gölgesinde, şimdilerde zulmün, faşizmin ayak sesleri duyuluyor Filistin'de.

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Arap topraklarını kaybetmesi, İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin Ortadoğu’yu paylaşım planı olan 1916 tarihli gizli Sykes-Picot Anlaşması’nın devamı olarak hazırlanan deklarasyonla İngiliz devleti, Filistin topraklarında bir Yahudi devletinin kurulmasını destekleyeceğinin sinyallerini vermiş, 2 Kasım 1917’de ilan edilen Balfour Bildirisi ile de 9 Aralık 1917’deki İngilizlerin  Kudüs topraklarını işgali, Filistin için sonun başlangıcı olmuştur. Arabuluculuk paravanı ardından Filistin’i yahudinin kucağına atan baş sömürgeci lakaplı katil İngiliz kuklacının ipleridir. 

Düşünsenize, 1300'lerden itibaren dünya üzerinde üstün millet olma yarışına giren İngilizler, zanaatta da önemli adımlar atarlar atmasına ama bunu geliştirecek mali kaynaklardan yoksundurlar. Nereden çıktığı bilinmeyen bir samimiyetle (!) sermaye 1496'da Portekiz'den kovulan Yahudilerden sağlanırken, İngiltere'ye daha önceleri geçen yahudi - Tapınakçılar, İngiliz zanaatkarlığını üst seviyeye taşırlar. Ve böylece günümüze kadar kesintisiz süren İngiliz- Yahudi İttifakı kurulur. Asıl Finans Kapitalizmini besleyecek kaynak İngiltere dışındaki sömürgelerden gelir. Vee sömürgecilik - müstemlekecilik bu şekilde başlamış olurken, sömürülmüş hammadde işlenip satılır. 

BU sistemin mali kısmını sağlayan ÜSTÜN IRK (!) yahudilerin amacı HİTLER vari bir yayılmacılıktır. Bu sadece harita üzerinde değildir. Dünyadaki bankaların sermaye kuruluşlarının yüzde 80-90'ı Yahudi'dir. Kredi derecelendirme kuruluşları Yahudi'dir. Sömürgecilik 20. yy'da bu değişime uğrayarak silahın yanında ideolojik öğretisel baskı rejimi olmuştur. İşte bunun arkasında duran gizli İngiliz Yahudi Emperyalizmidir.

 

19. yüzyıl boyunca süren demografik değişim ise siyasi bir dönüşüm için Kudüs’ü ve Filistin’i hazır hale getirirken, Kudüs ve Filistinliler 1920 ve 1930’larda direnç göstererek pek çok isyan çıkarmışlarsa da hızla artarak devam eden Yahudi göçü engellenememiş, kadim dostu (!) işbirlikçisi İngiliz ordusu ile Siyonist çeteler bu kalkışmaları bastırmışlar ve Filistin’i dört bir yandan kıskaca almışlardı. 14 Mayıs 1948’de İsrail’in resmen kurulmasının ardından, Nekbe, yani Büyük Felaket gününde on binlerce Filistinli kendi topraklarında mülteci konumuna düşerler, merhum Necip Fazıl’ın dizelerine döktüğü gibi: 

“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” muamelesi görür FİLİSTİNLİ müslümanlar.

1950’de Batı Kudüs’ü başkent ilan ederek ZÜLME başlayan İsrail 1967 yılında Altı Gün Savaşı’nda Doğu Kudüs’ü de işgal ederek şehrin tamamını ele geçirir. Bölgeye 200 bin yahudi yerleştirilerek şehrin demografik yapısını tamamen değiştirilir. İsrail'in kuruluşu ile 750 bin Filistinli, topraklarından, evlerinden kaçmak zorunda bırakıldı ya da sürüldü ve bir daha geri gelmelerinde asla izin verilmedi. Hazindir ki, 2.dünya savaşında Nazi’lerin Yahudilere yaptığı soykırımın bedelini de Filistinlilere ödettiler. Yeni kurulmuş olan Birleşmiş Milletler sanki Yahudileri vaat edilmiş topraklara yerleştirmek için kurulmuştu. 

FİLİSTİN toprakları ilk iş olarak 1947’de yahudi sevici İngiliz mandası altında, Müslüman ve Yahudi bölgeleri olarak ayrılarak yahudilerin Kudüs’ün batısındaki işgalini tamamen resmileştirmiş, bu dayatmayı kabul etmeyen Filistinliler ise Irgun ve Haganah gibi Siyonist çeteler tarafından tedhişe - maddi manevi teröre tabi tutulup asimilasyon ve sürgüne zorlanarak Kudüs’ün Müslüman nüfusu iyice aşağıya çekilir. 

FİLİSTİNLİLER, 1948 senesi Mayıs ayının 14 ünü 15’ine bağlayan gecesinde emri vaki yapılarak tek taraflı olarak İsrail devletinin kurulduğu açıklamasını tabi ki kabullenemezler ve o günü NAKBA (Felaket) Günü olarak ilan ederler.

 

                      

  Barbaros Hayreddin Paşanın söylemiyle, Küffâr-ı hâksâr, kefere-i fecere, düğmeye basar ve cadı kazanı kaynamaya başlar. 

 Ramazan bayramına beş kala, Kudüs'te Mescid-i Aksa'daki cemaate saldırı düzenlenirken, Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki bazı aileler evlerinden çıkmaya zorlanırlar. Kutsal Ramazan ayının başından bu yana bölgede yaşanan gerginlik tırmanışa geçer. Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu mahaldir şimdi KUDÜS. 

Adolf Hitler, Almanya şansölyesi olmasından yıllar önce ırkla ilgili fikirleri saplantı hâline getirmiş, konuşmalarında ve yazılarında, ırksal "saflık" ve Ari "üstün ırkı" olarak adlandırdığı "Alman ırkının" üstünlüğü ile ilgili inançlarını yayıyordu. Irkının bir gün dünyayı ele geçirebilmesi için saf kalması gerektiğini dile getiriyordu ve bu fikrini uygulamaya geçirdiğinde, 

 İlk iş olarak, komünistler ve Yahudiler başta olmak üzere binlerce masum insanı toplama kamplarının fırınlarında yakmıştır.

Hitler zulmünü yaşamış, ayakları dizlerine kadar çamura saplanmış Yahudi milletinin kolaylıkla devlet kurmasının ardındaki en büyük güç Birleşmiş Milletlerdir. 

Bu kez roller değişmiş, mağduriyet istismarcısı ırkçı yahudi - siyonistler Kudüs’te müslüman Filistin halkına Hitler vari yöntemleri uygulamaya koyarak, Yahudi ırkının kanına doymak bilmeyen Hitler gibi İsrail siyonizmide Filistin halkının kanına doymak bilmiyor ve bunu da şeytanın oyuncağı olarak uydurdukları din, çürümüş beyinlerinde inşa ettikleri TANRI (!) adına yapıyorlar. 

Onsekizbin alemin sahibi Allah Azze ve Celle yaratılmış her şeyin tüm insanların , Hristiyanların - Yahudilerin - Müslümanların , putperestlerinde Rabbi - Allah’ındır. Ama ben merkezli ırkçı faşizan tavırları nedeniyle onlar Alemlerin rabbi yüce Allahı minicik beyinleriyle devre dışı bıraktılar. Bilge yazar - romancı Dostoyevski, “Tanrı yoksa, her şey mübahtır,” demiştir ya, işte şimdilerde İsrail'in FİLİSTİN toprakları üzerindeki siyasi hegemonyası için her şey mübah..

 

Alemlerin rabbini;

•Elohim (yaratıcının GAZAP tarafı )

•Yehova ( yaratıcının RAHMET tarafı ) şeklinde adlandıran Yahudiler Tanrı'nın gazabından çok korktukları için ELOHİM adını daha çok kullanmayı tercih ederlermiş (!)

Şaşırmamak elde değil. 

 

Yahudiler, Kadın - erkek, çoluk - çocuk demeden Filistinlilere karşı apartheid rejimi uygularken, dünya her zamanki gibi yine üç maymunu oynamaya devam ediyor. Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’daki birincil müttefiki olan ondan Amerika'dan güç ve destek alan İsrail siyonizmi perva tanımamaktadır. Rockefeller, Morgan, Dupont gibi Yahudi-Hıristiyan kökenli mali sermaye grupları ABD’yi yönetirken, İsrail’e sağladıkları sonsuz kredi -destekle, siyonist saldırganlığını ateşleyen en büyük hatta tek unsurdur. 

İsrail devleti, 1947 tarihinde yayınlanan, (Yahudi ırkını yeniden vatan - toprak sahibi yapan ) Birleşmiş Milletlerin “Filistin'de iki devlet (!)” kararını pervasızca çiğnemiş ve de çiğnemeye de devam etmektedir. 

Kudüs, Filistinlilerin, Arapların ya da yalnızca Müslümanların meselesi değildir. Kudüs üç kutsal dinin ruhu, Allah’a ve ahiret gününe inanan insanın meselesidir.

Kudüs, Hıristiyanlık demektir. İsa aleyhisselam Hazreti Meryem şefkatiyle Kudüs’ün kucağına doğmuş, yüreğinizle dinlediğinizde tüm peygamberlerin ayak seslerinin duyulduğu kutsal belde Kudüs'tür. 

Kudüs, kıyamete kadar sürecek İslâm’ın kalesi, çağlar ötesinin mesajı, nurlu peygamberlerin seslerinin yankılandığı, meleklerin gölgelerinin sindiği yerleşke, kızıl ötesi bambaşka bir şeydir. 

Kudüs, İslâm’ın insanlığı hakikatle buluşturduğu, adaleti ve hakkaniyeti, sulhü ve selâmeti cihanşümûl ölçekte tesis ettiği, bütün insanlığı hakikatte, adalette ve sulhte, kainatı yoktan icat eden Allah Azze ve Celle’nin kullarını tek bir yürek olarak duada birleştirdiği müstesnâ bir yerdir.

 

 ▪️Yüreğinizle bakarsanız eğer KUDÜS bir kara parçası bir belde bir yerleşke değildir. 

KUDÜS;

•Hazreti Davut

•Hazreti Süleyman 

•Hazreti İbrahim 

•Hazreti Musa 

•Hazreti Lut 

•Hazreti Zekeriya 

•Hazreti Yahya

•Hazreti Meryem

•Hazreti İsa

•Kudüs, Hazreti Muhammed aleyhisselam'ın Cebrail Aleyhisselam ile birlikte Miraca yükseldiği yer,

•Kudüs, Davut aleyhisselam'ın Kudüs’ün fetih ateşini ilk olarak yaktığı Zeytin Dağıdır. 

•Kudüs, Peygamber efendimiz (sav) Mirac’a çıkarken Burak isimli bineğini bağladığı BURAK ( Ağlama duvarı) duvarıdır. 

•Kudüs, Hz. Ömer (r.a)

•Kudüs, Selmanı Farisi (r.a.) ve sahabe ordusu ile haçlıları mağlup edip fetih ettiği kutsal toprak,

•Kudüs, Selahaddin Eyyubi’dir..

 ▪️Ebû Hüreyre' den (r.a) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: 

“Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; 'Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudi'dir, gel de onu öldür!' diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır. “ 

 

▪️Yarabbi bu mukaddes belde KUDÜS’ ü İsrail zulmünden kurtar, İsrail askerlerinin postalları altında ezdirme. Allah’ım; Müslümanlara basiret ver. Merhametlilerin en merhametlisi yüce Rabbimiz, Mescid-i Aksa’yı İsrail tasallutundan kurtar, buraya yeni bir Kanuni Sultan Süleyman gönder, yeni bir Selahaddin Eyyubi gönder, yeni bir kurtarıcı gönder ki Kudüs yeniden eski günlerine dönsün, yeniden huzur ve barış kenti olsun inşallah..

Gül Gülasem ATEŞ

 

 

YORUM YAPIN