KARAYİP KORSANLARI..!
Bu yazımız biraz sinema, biraz tarih, biraz deniz kokacak. Ülkemizi ve tüm dünyayı etkisi altına alan Corona virüs salgınında yaşadığımız karantina günlerinde dünyada en çok izlenen filimlerden birisi, Amerikalı Gore Verbinski tarafından yönetilen “KARAYİP KORSANLARI”dır. Milyonlarca kişi tarafından izlenmiş film serisinde usta oyuncu Johnny Depp tarafından canlandırılan Kaptan Jack Sparrow kurgusal bir karakter mi sanıyordunuz? Kurgu değil dostlar. Jack Sparrow gerçek bir hayat örgüsünün sinemaya yansıması. Gelin şimdi sizinle zamanı katlayıp 17. yüzyıla doğru bir deniz yolculuğuna çıkalım.
Kahramanımız, 1553 yılı İngilteresinde mütevazı bir kasaba olan Faversham'da, yağmurlu gri renklerin hakim olduğu bir günde dünyaya gözlerini açar. 1585'ten 1604'e kadar süren İngiliz-İspanyol Savaşı sırasında Kraliyet Donanması'nda görev yapan aynı zamanda Akdeniz'de İspanyol ve Hollanda gemilerine yaptığı cesur baskınlarla adını duyuran, egzotik kuşlara olan sevgisiyle tanınan denizlere hükmeden anlı şanlı, deli dolu
bir kaptan Jack Ward.
Jack Ward Nâm-ı Diğer Yusuf Reis..
O tarihlerde İngiltere; Avrupa ve Yeni Dünya'da egemen güç olan İspanya ile savaş halindeydi. İspanya, Amerika'daki kolonilerinden altın ve gümüşün yanı sıra Asya'dan mal ve baharat taşıyan geniş bir gemi filosuna sahipti. Bu gemiler, Kraliçe I. Elizabeth tarafından İspanyol gemilerine saldırma ve yağmalama yetkisi verilen hükûmetten izinli korsan filosuydu.
1603 yılında Kral I. James İngiltere ve İskoçya tahtına çıktığında İspanya ile savaşı sona erdirmek ve Avrupa'da barışı yeniden sağlamak için kolları sıvamıştı. Hükûmetten izinli korsanların tümüne, İspanyol gemilerine saldırılarını durdurmalarını ve İngiltere'ye dönmelerini emreden bir bildiri yayınladı. Ayrıca, silahlarını ve gemilerini teslim etmeleri halinde suçlarının affedilmesini teklif etti. Yani İngiltere için savaşan bu insanlar, bir anda suçlu olmuşlardı.
Ancak İngiliz hükûmeti tarafından izinli korsanların pek çoğu, bu kazançlı işi bırakmayı reddetti ve bağımsız korsan olarak faaliyet göstermeye devam etti. Tahmin edebileceğiniz gibi kaptan Jack Ward da onlardan biriydi.
Kraliyet Donanması'na ait Lyon's Whelp adlı gemisini terk etti ve bazı arkadaşlarıyla birlikte Portsmouth Limanı'ndan küçük bir barka (üç direkli yelkenli bir gemi) çaldı, adını da hediye anlamına gelen ‘Gift’ koydu. Onu kaptan olarak seçtiler ve Wight Adası'na yelken açarak Violet adlı başka bir gemiyi de ele geçirdiler.
Ward daha sonra daha fazla güç ve zenginlik elde etmek için Akdeniz'e yelken açtı. Violet ve Gift adlı iki gemisiyle İspanyol ve Hollanda gemilerine saldırarak kısa sürede bölgenin en korkulan korsanlarından biri olmuştu. Richard Bishop, Anthony Johnson, Peter Easton, Simon Danseker gibi ünlü korsanlarla da güçlerini birleştirerek kralın ateşkes bildirisine başkaldırması onu ana vatanında bir lider bir kahraman haline getirmişti.
Artık o denizler hakimidir. 1605 yılı baharında korsanlar için bir sığınak olan Osmanlı eyaleti Cezayir'e yelken açar. Burada elde ettiği ganimetlerini satmayı ve gemisi için daha fazla mürettebat toplamayı hedefler. Ancak karaya ayak bastıkları anda Cezayirli yetkililer tarafından adamlarından bazıları tutuklanır. Tutuklamanın nedeni, Cezayir'in birkaç ay önce başka bir İngiliz korsan olan Richard Giffard tarafından saldırıya uğramış olmasıdır.
Suçsuz oldukları konusunda yetkilileri zorla ikna eden kaptan Ward, Fas'ın liman kenti olan Salé'ye giderek burada diğer İngiliz ve Hollandalı korsanlarla bir araya gelir. Ayrıca Osmanlı bayrağı altında faaliyet gösteren korsanlar olan bazı Müslümanlarla da karşılaşır. Bu korsanların çoğunluğu Hristiyanlık'tan dönerek , İslam dinini benimsemiş ve Osmanlı donanmasına katılmış kişilerdi.
Müslüman Korsanlar, kaptan Ward'a, İslam olmanın ve Osmanlı sultanına hizmet etmenin faydalarını anlatıp İngiltere'de sahip olduğundan daha fazla özgürlük, zenginlik ve saygı göreceğini anlatırlar.
Anlatılanlar kaptan Ward'un çok ilgisini çeker ama inancını ve kimliğini terk etmeye henüz hazır değildir.
Ama kader ağlarını örmektedir. Osmanlı vilayeti Tunus'a yolu düşer. Burada Tunus valisi ve Osmanlı donanmasının komutanı Kara Osman Dey(Uthman Dey) ile tanışırlar. Kara Osman, Ward'un ününden ve başarılarından etkilenerek ona samimi bir anlaşma teklif eder. Bu özel insanın Müslüman olmasının açık denizlerde dalga kıran özelliği taşıyacağına inanmaktadır. Birkaç gün süren sıcak - samimi sohbet ortamından kaptan Ward çok etkilenir. Karanlıkların aydınlıkla yer değiştirdiği, dalgaların durulduğu, denizin çarşaf gibi olduğu bir gün dünya hayatının dümenini islam dinine kırarak 1606 senesinde Müslüman olur. Adını Yusuf Reis olarak değiştirmekle kalmayıp, Arapça ve Türkçe öğrenir.
Artık onun adı, denizcilik tarihine altın harflerle yazılacak olan Yusuf Reistir.
YUSUF REİS..!
Kaptan Ward'un radikal bir kararla din değiştirip Müslüman olması, mürettebatını ve ana vatanı İngilterede kızgınlık ve öfkeye —infiale yol açar.
Adamlarının bir çoğu onu bir hain olarak suçlayıp kaptanı terk ederler. Bazıları ise İngiltere'ye dönüp inancına, kralına ve milletine ihanet eden bir vatan haini olarak ilan ederler. Kaptan Ward - Yusuf Reis kendisine karşı yapılanlara
asla boyun eğmez ve Müslüman olma kararından bir an bile pişmanlık duymaz. Tunus şehri onun hayatında maddi manevi anlamda bir dönüm noktası olmuştur. Osmanlı impratorluğu’ndan oldukça uzak bulunmasına rağmen john Ward gibi binlerce ingilizin açıkça müslümanlığını ilan etmesi ve korsanlık yaparak kendi ülkelerinin ticaretini baltalaması İngiltere’de bir korku havası oluşturur. İnsanların Yusuf Reise özenip Müslüman olmalarını engellemek için o zamanın gazetesi demek olan tiyatro sahnelerinde müslüman olanları tanrı’nın cezalandırdığı, türkleri vahşi ve şeytanî barbar varlıklar gibi gösteren oyunlar sahnelenir.
Yusuf Reis, bir Osmanlı denizcisi olarak Akdeniz'de İspanyol ve Hollanda gemilerine baskınlar düzenlemeye devam edip İtalyan, Fransız, Portekiz, Malta, Venedik, Ceneviz, Papalık Devletlerine ait gemileri kendisine has stratejik dehasıyla ele geçirerek denizcilik tarihine efsane olarak adını yazdırır.
Osmanlı İmparatorluğu bünyesindeki Türkler, Araplar, Berberiler, Mağribiler, Yunanlılar, Arnavutlar, Yahudiler, Hristiyanlar gibi çeşitli milletlerden ve mezheplerden daha fazla adam toplayarak mürettebatı da eskisinden çok fazla genişletmiştir.
Artık Kaptan Yusuf Tunus'un en güçlü deniz korsanlarından ve Tunuslu Kara Osmanın en güvenilir dostu olmuştur.
Ünü o kadar yayılmıştır ki Osmanlı donanmasına amiral olarak atanır ve kendisine Reis unvanı verilir. Uzun yıllar Tunus'ta zengin bir adam ve saygın bir vatandaş olarak yaşamını sürdüren Yusuf Reis, 1622 tarihinde macera dolusu renkli hayata gözlerini yumduğunda arkasında onu seven binlerce insan bırakmıştır.
"Kaptan" Jack Sparrow'a İlham Veren Osmanlı Korsanı..!
O yaşadığı zaman aralığında devrim niteliğinde bir karar alarak Müslüman olan kaptan John Ward - Nâm-ı Diğer Osmanlı - Türk Amirali Yusuf Reis’dir. Bilindiği üzere Avrupa’da, Balkanlarda hatta Hint coğrafyasında birisi Müslüman olduğu zaman onun için “Türk oldu” denirmiş.
İşte bu samimi Türk denizcisi YUSUF REİS’in hayatından ilham alınarak senaryolaştırılan hepimizin zevkle seyrettiği macera filmi
“KARAYİP KORSANLARI “doğar. Filimde Kaptan" Jack Sparrow kullandığı aksesuarlara kadar itina edilmiş Yusuf Kaptanın anıları yaşatılmıştır. filmin başrol oyuncusu Jack Sparrow'un küpesine dikketlice baktığınız da küpesindeki hilal şeklini görebilirsiniz.
Karayip Korsanları - Siyah İnci'nin Laneti (Pirates of the Caribbean / The Curse of the Black Pearl) 2003'te vizyona girdiğinde büyük bir yankı uyandırarak, filmin başrolündeki Johnny Depp'e muazzam bir popülarite kazandırır. Yusuf Reisin korsanlık zamanlarındaki sıra dışı hayatı renkli giyiniş tarzı da Jack Sparrow karakterinin sevilmesinde büyük rol oynamıştır.
Yazımızın giriş kısmında Kaptan Ward’ın kuşlara olan ilgisinden de bahsetmiştik. Karayip Korsanlarının başrol oyuncusu Jack Sparrow’un soyadı da buradan geliyor. ‘Sparrow’, SERÇE demek.
Kaptan Jack Sparrow karakterinin canlandırıldığı filmde başrollerini Johnny Depp - Keira Knightley - Orlando Bloom’un paylaşır. Hem macera hem de komediyi aynı anda seyirciyle buluşturan “ Karayip Korsanları “ filmi - Siyah İnci'nin Laneti - Ölü Adamın Sandığı - Dünyanın Sonu - Gizemli Denizlerde - Karayip Korsanları Salazar'ın İntikamı adıyla seri halinde çekilerek dünya çapında büyük beğeni toplamış, bu seri filmler aynı zamanda birçok dalda ödüle layık görülmüştür.
Gül Gülasem ATEŞ