×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

CIA’nin Parapsikoloji Deneyi Zihin Kontrolü Projesi : MKUltra Nedir?

CIA “Zihin kontrolü” ve insanların davranışsal mühendisliği üzerine birçok deney yapmıştır.

 

CIA insanları kontrol edebilme niyetiyle MKUltra Projesi’ni geliştirdi. Projenin amacı, insanlar üzerinde çeşitli işkence yöntemlerini deneyerek, zihinlerindeki hassas noktaları keşfedip onları kontrol ve manipüle etmenin yollarını bulmaktı.

 

Proje kapsamında sayısız yasa dışı deney yapılmış ve suç işlenmiştir. 1953’te yasal olarak tanınmamaya başlanan programın 1964’te alanı daraltılmış, 1967’de iyice yavaşlatılmış ve 1973’te tamamen durdurulmuştur.

 

Nazilerin insanlar üzerinde gerçekleştirdiği akıl almaz deneyler bugün dahi tüylerimizi ürpertiyor. Bu deneylerin amacı, insanların zihinlerini kontrol etmenin bir yolunu bulabilmekti. Bazılarının bildiğine göre, çok daha karanlık yöntemlere başvurularak Amerika Birleşik Devletlerinde de benzer deneyler yapıldı. Bu deneylerden biri de, MKUltra Projesi olarak bilinen CIA’in zihin kontrol programıydı.

 

Denekler üzerinde ciddi psikolojik sorunlar yaratan MK-Ultra Projesi nedir?MKUltra Projesi Neydi? 2. Dünya Savaşı ile askeri stratejilerde değişikliklere gidildi. Ajanlık oldukça büyük bir önem kazandı. Çünkü savaşa katılan taraflar artık düşmana dair bilgi sahibi olmanın ne kadar faydalı olacağının farkındaydı. Taraflar saldırı stratejilerinin karşı tarafla nasıl çatıştığını bilmek istiyorlardı.

 

Benzer şekilde, Hitler’de aklı başında olan herhangi bir insanın karşı çıkacağı şeyleri insanlara yaptırarak insanların zihnini kontrol ve manipüle edebileceğini kanıtladı. Savaşın sonuna doğru, bilgi edinme ve zihin manipülasyonu Amerika için en önemli araçlardan biri haline geldi. Böylelikle, MKUltra Projesi filizlenmiş oldu.

 

1977 senesinde Bilgilendirilme Özgürlüğü Yasası’nın çıkarılmasıyla toplamda 20.000 belgenin açığa çıkarılması sayesinde öğrenilmiştir. Temmuz 2001’de ise deneylerle ilgili gizli kalmış tüm bilgiler halka arz edilmiştir.

 

1955’te yazılmış bir belgede, deneylerin amaçları şu şekilde sıralanmaktadır: alkın gözünden düşülmesine neden olacak kadar mantıksız düşünmeyi ve düşüncesizliği tetikleyen maddelerin geliştirilmesi. Mantıklama ve algılama süreçlerini yavaşlatan maddelerin geliştirilmesi. Kullanıcının daha hızlı veya yavaş yaşlanmasına neden olacak maddelerin geliştirilmesi. Alkolün etkilerini tamamen silecek bir ilacın geliştirilmesi. Kamuflaj ve taktik amaçlı, bilinen hastalıkların tüm belirtilerini yaratan; ancak istendiği zaman durdurulup bu etkilerin geri dönebilmesine neden olan ilaçların geliştirilmesi. Geçici veya kalıcı beyin hasarı ve hafıza kaybı sağlayan ilaçların geliştirilmesi. Baskı, işkence ve hayati ihtiyaçlara olan direnci arttırıcı ilaçların geliştirilmesi. Kullananın o anda ve öncesinde olan olayları kalıcı ya da geçici olarak unutmasına neden olacak maddelerin geliştirilmesi. Şok ve kafa karışıklığını geçici ya da kalıcı, kısa ya da uzun vadede yaratabilecek maddelerin ve fiziksel yöntemlerin geliştirilmesi. Bacakların felç olması veya akut kan yetmezliği gibi fiziksel yetersizlikleri anlık olarak yaratabilecek ilaçların geliştirilmesi. Vücutta su kabarcıkları yaratabilecek kimyasalların geliştirilmesi. Bireyin davranışlarını, arzu edilen bir diğer bireye bağımlı kılacak şekilde değiştirecek ilaçların geliştirilmesi. Sorgulama mekanizmalarını iptal edecek, mantıksal düşünmeyi engelleyecek ilaçların geliştirilmesi. Hırsı azaltacak ve genel çalışma verimliliğini düşürecek ilaçların geliştirilmesi. Görüş, duyma, vb. duyusal becerileri köreltecek ilaçların geliştirilmesi. Sonrasında kalıcı hafıza kaybı yaratan, ani bayıltma işlemini yapabilecek ve yiyeceklere, içeceklere, havaya karıştırılabilecek bir ilaç geliştirilmesi. Belirli bir fiziksel aktivitenin yapılmasını tamamen engelleyecek bir ilacın geliştirilmesi Tüm bunları test etmek ve geliştirebilmek için CIA deneylerinde yüksek dozda LSD, barbiturat IV, amfetamin IV, temazepam, eroin, morfin, MDMA, meskalin, psilocybin, scopolamin, marijuana, alkol, sodyum pentotal ve ergin gibi sayısız bağımlılık yapıcı, halüsinojen ve uyuşturucu madde kullanmıştır. Denek olaraksa zihinsel hastalıklı olan insanlar, mahkumlar, ilaç bağımlıları ve fahişeler kullanılmış, bunlar durumları veya mesleklerinden ötürü tehdit edilerek karşı koymaları engellenmiştir. Deneyde görev alan bir memur, şu sözleri sarf etmektedir::

 

Deneylerde, bize karşı koyamayacak herkesi kullandık.”Amerika’da patlak veren Watergate skandalı sırasında MK-Ultra’ya ait tüm belgelerin yok edilmesi emredilmiş ve 20.000 belge haricinde kalan hepsi yok edilmiştir. Bu yüzden MK-Ultra’nın tüm detaylarını bilmek imkansızdır. Ancak var olan belgelerden bile, deneyler sırasında onlarca deneğin öldüğü, birçoğunun suikaste kurban edildiği, bazılarının ise eskiden var olmayan zihinsel sorunlar geliştirdiği bilinmektedir ve belgelenmiştir. Milyonlarca dolarlık projenin sadece bir ayağı olan Pont-Saint-Espirit ayağında, meydana gelen deneysel hatalardan ötürü 32 denek akıl hastanesine kaldırılmış ve en az 7 denek ölmüştür. MKUltra Projesi ve Psikiyatrik “Gönüllüler” MKUltra Projesi’nin en ürkütücü yanı, CIA’in binlerce insanı bu deneylere katılmak için nasıl kandırdığı kısmıydı. CIA “denek farelerini” iki yöntemle kendine çekti. Öncelikle psikiyatri merkezlerini hedef aldılar. Buralarda hastalara yeni deneysel bir terapi için gönüllü oldukları söylendi. Tabii ki hastane sakinlerinden hiçbiri deneyleri CIA’in yürüttüğünü ya da “uzmanlar” arasında eski Naziler olduğunu bilmiyorlardı. Hatta projeye en çok katkı sağlayan kişilerden biri psikiyatrist Donald Ewen Cameron idi. Cameron daha sonra Dünya Psikiyatri Birliği’nin ilk başkanı oldu. Kendisi aynı zamanda Amerikan Psikiyatri Birliği ve bunun yanında Kanada Psikiyatrik Birliği’nin de başkanı oldu. Ayrıca bu deneylerin bir deneği olan Sirhan Sirhan isimli katilin, John F. Kennedy’i bu deneylerin etkisi altında öldürdüğünü iddia etmektedirler. Sirhan’ın, bu deneylerdeki metotlarca kontrol edildiğini ileri sürmektedirler. Bunun gibi sayısız ispatsız argümanı bulmak mümkündür. MKUltra Projesi, devlet ajanlarının amaçlarına ulaşabilmek için ne kadar ileri gidebildiklerinin bir yansımasıydı. İşin şaşılacak yanı ise, bunun diktatörlükle değil, demokrasi ile yönetilen bir ülkede gerçekleşmesiydi. Bugün akıllardaki en rahatsız edici soru ise, benzer deneylerin henüz duymadığımız yerlerde sürdürülüp sürdürülmediği

YORUM YAPIN

haber yazılımı | Copyright © 2024