×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

Erzincan’ın Göz Yaşı.. BAŞBAĞLAR...

BAŞBAĞLAR KATLİAMI..


 Erzincan’ın Göz Yaşı..

“ Erzincan'dan haber geldi.

Dediler: "KANLI BORASAR !"

Gariplere oldu mezar,

Vay yiğidim, vay mazlumum vay!... “


Katliam; bilindiği üzere, kendini savunma imkânı bulamayan, çok sayıda mazlum insanın acımasızca öldürülmesi demekti.

Ölümün sessiz çığlıkları içinde, kelimelerinin anlatmak istediklerinden hiçbir şey anlamayanlar insanlar, sessizliğinin soğuk duvarlarına çarpıp ruhlarını incitirler.

Şimdi sizinle at gözlüklerini çıkarıp, Türkiye’nin kapkaranlık sayfalarından kanların dere olup aktığı bir güne yolculuğa, çıkacağız.!?

Takvim yaprakları 5 Temmuz 1993’ü gösteriyordu. Yer; Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı BAŞBAĞLAR köyü..

Tarihinde bir tek suçlusu dahi bulunmayan, asker kaçağı olmayan, 1985 yılına kadar ulaşımın hayvanlarla yapıldığı, 6 ayı kış, ama bu şartlarda dahi kendi imkanlarıyla Camisini - minaresini, ilkokulunu ve öğretmen lojmanını, imam evini, şadırvan, gasilhane, mahalle çeşmelerini, tuvaletlerini ve kanalizasyonunu, çevre düzenlemesini tamamlamış, tüm altyapısını kendi imkanlarıyla yapmış bir vatan toprağı…

1990 genel nüfus sayımında alınan sonuçlara göre Kemaliyenin en kalabalık, okuma yazma oranı yüksek, Devletine Bayrağına ve inançlarına manevi dokuya bağlı, çevre köylerle sürtüşmesi bulunmayan, devletine hiç BİR ZAMAN yük olmadığı gibi hep destek olan Osmanlı geleneği ve terbiyesi ile yetişmiş insanların yaşadığı, BORASAR VADİSİ’ne bir gerdanlık misâli kurulmuş, 5 Temmuz 1993 tarihine kadar adı sanı duyulmamış Osmanlı İmparatorluğunda “ UÇ BEYLİĞİ ” yapmış, küçük, şirin bir köy’dü Başbağlar.. 

▪️Sivas -Madımak katliamından 3 gün sonra, terör örgütü PKK'nın en büyük sivil katliamlarından biri diye lanse edilsede, Sivas ve Başbağlar katliamı, 28 Şubat darbesinin zeminini hazırlamak için planlandığı düşünülen, hunharca gerçekleştirilmiş, dillerin tutulduğu, gözyaşlarının akmaktan kuruduğu, kelimelerin boğazlara düğümlendiği yer, milletimizin ortak ACI’sı, ortak YAS’ının adı, bir köyün haritadan silindiği yangın yeridir "BAŞBAĞLAR. “

1980 öncesinde de bu ülkenin güzide insanlarını, gençlerini sağcı, solcu diye ayrıştırarak katlettiren güçler, ülkemizi bölmek ve parçalamak adına, 1993'te önce “Sivas Madımak oteli katliamı”, üç gün sonra “ Başbağlar Katliamını” tertipleyerek ülkemizin bağrına kor ateş düşürdüler.

BAŞBAĞLAR da, nifak harekatının tohumlarını saçmak için kolları sıvayan, Emperyalist dış güçler ve onların maşası iç mihraklar, ülke bütünlüğünü ortadan kaldırmak adına “Alevi-Sünni çatışması meydana getirebilir miyiz “ denemesi yaptılar ama muvaffak olamadılar.

✔️Katliam, bundan 29 sene önce, 5 Temmuz 1993 de güneşin apar - topar Işıklarını topladığı saatlerde, kanların oluk oluk dereler gibi akmasına ramak kala, sessizliği delen akşam ezanı okunurken, birden bire ortalık hararetlenir. Nefes alınmasına fırsat dahi verilmeyen dakikalar içinde, akıllara durgunluk veren bir şey yaşanır ve teröristlerce köye baskın düzenlenir. Çok sayıda eli kanlı SÖZDE PKK’lı teröristin köyü basması, ezan okunduğu sırada camiye girerek cemaati hunharca dışarı sürüklenmeleriyle başlar. Dışarı çıkarılanlar ve seçilerek evlerinden zorla alınıp köy meydanına getirilenler kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden kurşuna dizilir ve evleri ateşe verilir. Önceden planlanan bu eylemle bütün bir köy haritadan silinmek istenir. El çabukluğuyla köye baskın düzenleyen teröristler, kadınları derede topladıktan sonra, evleri yağmalar, yağmaladıkları tüm evleri ateşe verirler. 214 ev, okul ve camii yakılıp yıkılmıştır.

Evet, akıllara durgunluk veren korkunç bir katliam yaşanmıştı Başbağlarda.

Gece ilerlerken, Başbağlarda, kurşun sesleri, insan sesleri ve hayvan sesleri birbirine karışmış, şeytanın avaneleri zafer sarhoşluğu içinde, arkalarına dahi dönüp bakmadan olay mahallini terk ettiklerinde,  vahşetin yürekler parçalayan bilançosu şöyledir.1'i kadın 5 kişi yakılarak 28 kişi kurşuna dizilerek, toplam 33 kişi şehit olmuştur. İddialara göre şehit edilen mazlumların üzerine “ Sivas ve Dersim'in intikamı alınmıştır" yazılı bildiriler bırakılmıştı. 

▪️Mazlumun dili, dini, ırkı, mezhebi olmaz. Erzincan Başbağlarda - Sivas Madımak otelinde şehit edilenler bizim canımızıdır. O dün olduğu gibi bu günde nerede bir ezilen ve zulüm gören varsa yanındayız ve zalimin karşısındayız. 


* Rasûlullah efendimiz (sav) şöyle buyururlar;

“Zulümden sakınınız! Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır.”


Başbağlar katliamı sonrasında köylerine gelenler gördükleri manzara karşısında allak bullak olmuş, gözlerine inanamamışlardır. Köyleri hala yanarken, etrafa saçılmış yüzlerce boş kovan güneşte acıdan inleyerek parlıyor, havada keskin bir yanık kokusu hakimdir..

Emperyalist uşağı, taşeron- vatan haini şer odaklar, ülkemizi, Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye ayrıştırmak istediler. Bu katliamı yapanlar 15 TEMMUZ'da da aynı amacı taşıyordu.

Güçlü Türkiye oluşumunu engellemeye çalışanlar bunu asla başaramayacaklar, kaybetmeğe mahkum olacaklardır.

Aradan 29 yıl geçse de, Başbağlar Katilamı'nın acısı hiç dinmedi. Katliamdan sağ kurtulanların hafızasında o kara gece, ilk günkü tazeliğiyle yaşıyor.

Başbağlar köyünde düzenlenen elim saldırının ardından şehitler için anıtlar yapıldı. Olayda katledilen mazlumların eşyalarının da sergilendiği bir müze oluşturuldu. Müzede, dış mihrap güdümlü kahpece planlanan saldırı sonucu yaşamını yitiren şehitlerin, fotoğrafları ile giysileri, camiden etrafa saçılan tesbihler taraklar ve ayakkabılar gibi kişisel eşyalarıda sergilenirken, katliamın izlerini bütün çıplaklığı ile gözler önüne seren eşya ve fotoğraflar, göz yaşlarına gark olmuş ziyaretçilerin yüreklerini yakmağa devam ediyor. 

Kahpece infaz edilen mazlum Başbağlar mağdurlarının avukatı Cüneyt Toraman, Sivas - Madımak oteli ve Erzincan - Başbağlar katliamlarının birlikte planlandığını belirterek, Başbağlar'da yaşanan menfur olaydan günler önce, Başpınar Köyü Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Nafiz Canbaz'ın, köylülere kaleşnikof silah teklif ettiği tespitinin yapıldığını söyledi.

Başbağlar köylülerinin silahları tutanakla almak istemesi üzerine silahların verilmesinden vazgeçildiğini belirten Toraman, "Söz konusu olay ört-bas edildi derken, katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar 2019 yılının katliamın 2019'daki katliamın 26. yıl dönümünde, yaşanan acının taze kalmasındaki en büyük etkenlerden birinin dava süreci olduğunu söylemiştir. 

"Acımız hala dün gibi taze. Bu dava süreci, maalesef 1998'de o zamanki İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan 24 duruşma sonunda takipsizlikle sona erdi. Tabii ki bu içimizde kanayan bir yara olarak kaldı. Gerçekleştirilen katliamla adeta haritadan silinen köyümüzdeki olayın maalesef ki hiç bir sanığı yoktur. Bu nedenle şehitlerimizin kanı yerde kalmıştır. Başbağlar köyü mazlumları hala adalet aramaktadır. Unutulmasın ki adaleti yalnızca Başbağlar köyümüz için aramıyoruz, bizim durumumuzda olan mazlum, mağdur ve cümle insanlar için arıyoruz." demişti.

1993’ten bu yana her yıl 5 Temmuz'daanılan “ BAŞBAĞLAR KATLİAMI”  faili meçhuller arasına katılan, yüreğimizin hala dinmeyen acısıdır.

Ülkemiz tarihinin acısı hala dinmeyen kara lekesi silinmeyen utanç tablosu 5 Temmuz 1993’de, Terör Örgütü maskesiyle, vatan hainlerinin menfur (tiksinti verici, iğrenç) saldırısı sonucu Rahmet-i Rahman’a uğurladığımız Başbağlar Şehitlerimize, yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. 

 ▪️Yaşasın Zalimler İçin CEHENNEM...




  Gül Gülasem ATEŞ

YORUM YAPIN

haber yazılımı | Copyright © 2024