Türk bilim insanları tarafından geliştirilen yeni yöntemle Karadeniz’deki hidrojen sülfürün yüzeye çıkarılıp ayrıştırılması planlanıyor.
Yaşam Gündem Dünya Ekonomi Bilim-Teknoloji Türkiye 23/01/2023 14:42 23/01/2023 14:49
Türk bilim insanları tarafından geliştirilen yeni yöntemle, doğal gaz rezervleriyle adını duyuran Karadeniz’de hidrojen sülfürün yüzeye çıkarılıp ayrıştırılması planlanıyor. Projenin hayata geçmesi halinde Türkiye’nin buradan trilyon dolar değerinde enerji elde edebileceği konuşuluyor.
Türkiye’nin son dönemlerde en önemli konu başlıklarından biri yeni bulunan enerji rezervleri. Karadeniz’de bulunan doğal gazın bu yıl içerisinde kıyıya ulaşması bekleniyor. Bir yandan gazla ilgili çalışmalar devam ederken diğer yanda bölgedeki hidrojen sülfür rezervleriyle ilgili de önemli gelişmeler yaşanıyor.
Dünyanın günümüzde en önemli sorunlarından biri fosil yakıtlar ve onların doğaya verdiği zarar. Fosil yakıtlarla ilgili diğer bir sıkıntı da rezervlerin giderek azalması. Haliyle hem çok temiz hem de enerjisi yüksek kaynaklar öne çıkıyor. Hidrojen de bunların başında geliyor.
Hidrojen bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim kütle başına en yüksek enerjiyi barındırıyor. Rakamlarla anlatmak gerekirse, 1 kilogram hidrojen 2.1 kg doğal gaz veya 2.8 kg petrolün enerjisine sahip. Ancak temel bir sorun var. Hidrojen doğada serbest halde değil bileşikler halinde bulunuyor ve en çok bilinen bileşiği su. Suyun elektrolizi en basit hidrojen üretme metodu olarak bilinse de bu işlem yüksek maliyetli.
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) görevli bir grup bilim insanı geliştirdikleri yeni formülle hidrojen sülfürü diğer tekniklere göre çok daha ucuza ayırabilecekleri görüşünde.
Hidrojen elde etmek için birçok farklı yöntem vardır. Birincisi, hidrojenin fosil yakıtlardan elde edilmesi mümkündür. Bu bağlamda metan gazındaki hidrojen ve karbon monoksit gazları, doğal gazdaki hidrokarbonların buharla reformasyonu ile ayrılabilmektedir. Ayrıca temel olarak karbon, kükürt, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin birleşimi olan kömürün gazlaştırılması sonucunda hidrojen ve karbon monoksit açığa çıkar.Fosil yakıtlardan hidrojen üretiminin en önemli avantajı düşük maliyetidir. Öte yandan atmosfere karbon salınımına neden olması çevre kirliliğine neden olduğu için bu sürecin olumsuz yanı olarak değerlendirilmektedir. Diğer yandan hidrojen yenilenebilir enerji kaynaklarından da elde edilebilir. Bu yöntemin temel prensibi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin suyun elektrolizinde kullanılmasıdır. Böylece elektrik israfı olmayacak ve atmosfere karbon salınımı olmayacaktır. Bu işlemde suya verilen doğru akım ile sudaki hidrojen ve oksijenin ayrılması sağlanır.
Hidrojen sülfür, hidrojen enerjisi elde etmek için kullanılabilecek başka bir kaynaktır. Sudaki hidrojenin ayrılması için kullanıldığı için bu işlemde elektroliz de kullanılır. Buna karşılık, hidrojen sülfüre uygulanan elektroliz, suya uygulanandan çok daha az maliyetlidir. Bunun temel nedeni, hidrojen ve kükürt arasındaki bağın, su molekülü içindeki bağdan çok daha zayıf olmasıdır. Dolayısıyla bu süreçte verilecek enerji miktarı da çok daha azdır.
Daha önce de belirtildiği gibi hidrojen enerjisi üretiminde en önemli sorunlardan biri yüksek maliyettir. Bu kolaylık aynı zamanda bu enerjinin elde edilmesi sürecinde maliyetlerin düşmesine de katkı sağlayacaktır.
Karadeniz’in derinliklerinde de çok ciddi miktarda hidrojen sülfür bulunmaktadır. Bu gaz çok zehirlidir ve çok kötü bir kokusu vardır. Karadeniz’in en önemli özelliklerinden biri, derinliklerinde oksijen bulunmamasıdır. Bu durum Karadeniz’in derinliklerinde zehir oluşumuna neden olur. Burada büyüyen bakteriler de hidrojen sülfür üretir. Bu durum göz önüne alındığında hidrojen sülfür rezervleri kullanılarak elde edilen hidrojenin iki temel avantajı olacağı anlaşılmaktadır.
İlk olarak, Türkiye’nin elde edilecek yaklaşık 100 yıllık hidrojen enerjisinin ,enerji ihtiyacını karşılayabileceği kabul edilmektedir. Bu sayede Türkiye’de enerjinin dışa bağımlı olmaması durumu söz konusudur. Bu durum ülkenin ekonomik performansını olumlu yönde iyileştirecektir. Öte yandan hidrojen sülfür gazının bu şekilde değerlendirilmesi ile bu gazın Karadeniz üzerindeki olumsuz etkilerinden kurtulmak mümkün olabilir.
Karadeniz’deki rezervler ilk sırada geliyor
Prof. Dr. Teoman Ayhan “HİDROJEN GAZI ELDE ETMEYİ BAŞARDIK”
”Çalışmamız, enerjiden kaynaklanan cari açığın yüksek değerlerde olduğu ve önemli bir sorun olarak tartışıldığı bu günlerde yerli bir kaynağın kullanılabileceği husunda ümitlerimizi arttırdı. Hidrojen sülfürlü suyu, geliştirdiğimiz bir katalizör sistemi üzerinden geçirerek ekonomik koşullarda hidrojen gazı elde etmeyi başardık. Projemizde, Karadeniz’in 40 metre altında bulunan kaynağın değerlendirilmesi ve ülke ekonomisine katılması hususunda ilk ciddi sonuçlara ulaşıldı. Şimdiye kadar Karadeniz’deki rezerv tespitleri için yalnızca Rusya, Gürcistan, Ukranya, Romanya gibi ülkelerde çalışmalar yapılmıştı. Ülkemizin de bu konuda eş zamanlı çalışması lazım.”
Hidrojeni ayrıştırmak için geliştirdikleri formülle ilgili kamudan da destek beklediklerinin altını çiziyor Dr.Teoman Ayhan ve “Geçmişte SSCB döneminde Ruslar bu işle ilgili çok çalıştı. Ancak ortaya koydukları formülün uygulanması çok pahalıydı. Biz şimdi çok ucuza hidrojen sülfürü çıkaracağız. Ortaya koyduğumuz projeksiyonda işletim sistemi çok ucuz. Sadece ilk yatırım maliyeti var. O da elde edilecek gelire kıyasla oldukça cüzi. Hidrojeni ayrıştıracağız. Sülfür de son derece kritik. Elde edeceğimiz sülfürü de hem tarımda hem de milli savunma sanayiinde kullanacağız” diyor.
TRİLYON DOLARLIK MÜJDE! TÜRKİYE’YE 100 YIL YETECEK: PETROL VE GAZA RAKİP
Literatür çalışmalarına göre burada mevcut olan hidrojen sülfür miktarı 28-63 milyar ton aralığında.
Türkiye’nin yaklaşık 100 yıllık enerji ihtiyacının buradan karşılanabileceğini söyleniyor ve “10 trilyon dolar değerinde hidrojenden, 5 trilyon dolar değerinde bir sülfürden bahsediyoruz.” diyerek bölgedeki enerjinin ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriliyor.
KARADENİZ’DE HİDROJEN SÜLFÜR VAR: Çünkü en uzun kıyı şeridi bize ait. Karadeniz’in bizim olan kısımlarında ve karşı tarafta 150 metre aşağıda hidrojen sülfür var. Bu geleceğin en temiz yakıtı. Hidrojeni sülfürden ayırıyorsunuz. Buradaki hidrojen sülfür miktarı o kadar fazla ki şu anda teknolojisi tam gelişmedi ama bütün ülkeler bütün imkanlarıyla 2030-2040’ta. Dünyanın ihtiyacının 45 katı. Bu enerji ortaya çıkacak. Bunu nasıl son noktalara taşıyacağız? Bir kanal yetmez, bir kanal da belki gerekecek. Biz yapmazsak bunu başkaları yapacak.