Uzmanlar, deprem bölgesindeki enkaz kaldırma çalışmaları sırasında havaya karışabilecek asbeste karşı toz maskesi kullanılması ve sık sık sulama yapılması uyarısında bulundu
Yaşam Gündem Sağlık Bilim-Teknoloji Türkiye 22/02/2023 13:46 22/02/2023 13:47
Asbest Söküm Uzmanları Derneği (ASUD) Başkanı Mehmet Şeyhmus Ensari, asbestin, geçmişte yapı sektöründe sıkça kullanılan bir malzeme olduğunu, çimento levhaları, çatı ve yer kaplamaları ile ısı ve su yalıtımı gibi pek çok noktada kullanıldığını söyledi.
Bu malzemenin kullanımının 2010 yılı sonunda yasaklandığını anımsatan Ensari, asbestin doğada bulunan ve Anadolu'da sık rastlanan bir mineral olduğunu bildirdi.
Ensari, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin gerçekleştiği bölgede yıkılan binalarda yer alan asbestin havaya karışmış olabileceğine dikkati çekerek, "Asbest olmasa bile enkazda ağır metaller, kurşun, cıva ve küf mantarları yer alabilir. Şimdi enkaz kaldırma ve hasarlı yapıların yıkımı sürecindeyiz. Havaya kalkan tozlar masum değil. Bölgede bulunan kurtarma, sağlık ekipleri, güvenlik güçleri, enkaz kaldırmada görev alanlar, teknik ekipler ve gazeteciler mutlaka FFP3 toz maskesi kullansınlar. Bu maskeye ulaşamıyorlarsa FFP2 tipi maske ya da tıbbi maske bile koruyacaktır." dedi.
"Bölgeye toz maskesi yollamak için çalışma yapıyoruz"
Deprem bölgesinde yıkılan binalarda asbestli parçaların ayıklanmasının artık çok zor olduğunu vurgulayan Ensari, şöyle konuştu:
"Belirli büyüklükteki parçalar ayıklanabilir. Asbestten yapılmış levhaları ayırıp, bertaraf merkezlerine gönderebiliriz. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği ile işbirliği halindeyiz. Bölgede görev yapanları koruyacak maskeleri gönüllülerle temin ederek orada dağıtılmasını sağlayacağız. Toza uygun maskeleri temin etmeye çalışıyoruz. Şu an bu konuya ilişkin altyapı oluşturmak için görüşmelerimiz devam ediyor. Oradaki kamu kurumları da kendi çalışanlarına maske dağıtmalı. Yıkımların vatandaşlarca izlenmesine izin verilmemeli."
Ensari, maske takmak yanında alınabilecek bir diğer önlemin sulama olduğu bilgisini vererek, "Bölgede sulama yapılarak, bu tozlar suyla nemlendirilerek havaya kalkması ve yayılması önlenebilir." ifadesini kullandı.
"Molozlar serilerek depolanmalı"
Enkazın döküm alanlarında da asbest tozlarının doğaya karışmaması için dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Ensari, "Hafriyat alanları, yer altı suları, tarım alanları ve yüzey sularından uzakta olmalı. Molozlar dağ gibi yığılmamalı, serme metoduyla tabaka tabaka yayılmalı. Üst tabaka, alt tabakayı hapseder. İmkan varsa bu kalıntılarla geniş çukur bölgeleri dolduralım." değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki binalar yıkılmış ya da ağır hasarlı olduğu için buralara girip asbest sökümü yapılmasına imkan olmadığına işaret eden Ensari, "Ancak devletimiz 'Asbest söküm uzmanlarından destek istiyoruz' derse 'Asbestli malzemeleri ayıklayıp geçici depolama alanlarında depolayalım' diyorsa biz göreve hazırız." dedi.
Ensari, kentsel dönüşüm sürecinde de asbestli binalara dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Belediyeler bu konuda hassasiyet göstermeli. Yıkımlarla ilgili geçen yıl bir yönetmelik düzenlemesi yapıldı. Buna göre, belediyeler yıkım ruhsatı vermeden önce asbest raporu alınmalı. Önce tehlikeli atıklar temizlenmeli."