Hakkari Sümerler, Akadlar, Urartular ve Asurluların uzun süre yaşadıkları adını Van Gölü’nün güneyinde ve bir bölümü de İran’a doğru uzanan yörelere yerleşmiş “Hakkar” kabilesinden alan şehrimizdir.
Yaşam Kültür -Sanat Türk Dünyası 20/11/2021 19:03 20/11/2021 19:10
Tarihi Yapısı
Hakkari adı, eskiden Van gölünün güneyinde ve bir bölümü de İran’a doğru uzanan yörelere yerleşmiş “Hakkar” kabilesinin isminden gelmektedir. Arap dili, coğrafyası ve tarihlerinde bölge adı “Hakkariye” olarak geçmekte olup, “Hakkarlar’ın Şehri” anlamına gelmektedir.
Yörede yapılan araştırmalarda ele geçen belgelerden ve çevrede bulunan kaya isimlerinden bölgenin tarih öncesi çağlarda yerleşim yeri olduğu, sırayla Sümerler, Akadlar, Urartular ve Asurluların uzun süre yaşadıkları tespit olunmuştur.
İlk çağlarda müstahkem bir kale gözüyle bakılan ve bu yüzden uzun savaşlara sahne olan Hakkari 1514’de Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır. Birinci dünya savaşı sonrasında 24.04.1915’de Rusların işgaline uğrayan Hakkari 22.04.1918. tarihinde kurtarılmıştır.
1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile Musul dahil beş bölgesi ulusal hududlar dışında kalan Hakkari aynı yıl il statüsü kazanmıştır. 1933 yılında Van İline bağlanmış, 1936 yılında yeniden il statüsü kazanmıştır.
Kültür ve Sosyal Hayat
Kültürü tarif etmeye çalışan bilim ve edebiyat insanlarının vardığı ortak sonuç; onun bir halkın maddi ve manevi, yazılı ve sözlü, soyut, taşınır ve taşınmaz bütün varlıklarının ortak adı olduğudur. Yani bir toplumun sahip olduğu her şeye kültür denir. Hakkârimizin de tarihin derinliklerinden süzülegelen, yakın çevresindeki insanlarla bir yandan ortak bir yandan çok farklı örf, adet gelenek, yaşayış tarzı vb. birçok kültürel ve folklorik özelliği vardır.
Dünya üzerinde Hakkâri’nin dağlık ve kayalık yapısına benzeyen çok az co rafi bölge vardır. Yukarı Mezopotamya’nın sınırları içinde yer alan Zagros dağlarının üzerinde kurulu bu entimiz, ilçeleri ve köyleriyle Hindistan’ın Himalayaları, İsviçre’nin Alpleri ve Şili’nin dağlık bölgelerine benzemektedir
Tarihsel açıdan bakıldığında Hakkâri bölgesi, Hakkâri’nin şu an sahip olduğu idari sınırlardan daha geniş bir alanı ifade etmektedir. Hakkâri, yaklaşık 600 yıl boyunca bu bölgede hükümran olmuş Hakkâri Beyliği’nin tarihsel ve kültürel mirasına sahip kadim bir kenttir. Tarihi Hakkâri bölgesinde 10’dan fazla kale ve konak vardır. Şehir merkezindeki Hakkâri Kalesi ve Bay Kalesi’nin yanı sıra, Kaval köyü yakınlarındaki Begır Kalesi, Marunıs’a yakın, Maversis Kalesi şimdi Beytuşşebap’ta kalan Melese Kalesi, Kelereşe Kalesi, Tivore Kalesi, Kırıkdağ köyündeki Dez Kalesi ve Konağı, Başkale’deki Pizane Kalesi, Bade Kalesi, Çukurca’daki Çele Kalesi ile Bilecan Kalesi ve Şemdinli’deki küçük kale, konak ve saraylarla beraber Hakkâri buram buram tarih kokan bir merkezdir.
Bugünkü Hakkâri ve Hakkârililer, bütün bu kalelerde, saraylarda ve konaklarda oturan beyler, komutanlar, alim ve saray soylularının yarattığı ihtişamlı kültürün ve bu kalelerin etrafındaki aşiretlerin yerleştiği yüzlerce köyde Kürt, Asuri ve Türkmen boylarının yarattığı ortak kültürün mirasçısıdır.