Bu zafer sadece Ermenistan'a karşı bir zafer değil, aynı zamanda Azerbaycan'ın tarihi topraklarında yeni bir Ermeni devleti kurmaya çalışan dış güçlerin bu planının iflasıydı
Gündem Dünya Türkiye Azerbaycan 08/11/2023 13:18 08/11/2023 13:18
Dr. Reşad Memmedov, Karabağ Zaferi'nin yıl dönümünde Azerbaycan'ın Karabağ'da zafere giden yolunu, Ermenistan'ın yakın zamanda Karabağ'daki provokasyonlarını ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin gelişimini kaleme aldı.
Bugün çağdaş Azerbaycan tarihinin en görkemli sayfalarından biri olan Zafer Günü'nü kutluyoruz.
Ermenistan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının arifesinde, Azerbaycan'a karşı haksız toprak iddialarında bulundu ve o dönemde Azerbaycan'daki iç karışıklıklardan yararlanarak Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etti. 27 Eylül 2020'de işgalci Ermenistan'a karşı başlayan ve 44 gün süren Vatan Savaşı'nın başarıyla sonuçlandığı, 30 yıllık işgalin sona erdiği bu günü Azerbaycan’ın yanı sıra can ve kan kardeşimiz Türkiye de büyük bir coşkuyla kutluyor.
Haydar Aliyev'in dediği gibi "Asıl sorunumuz Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırganlığını ortadan kaldırmak, işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak ve cumhuriyetin toprak bütünlüğünü sağlamaktı". İşgalin sona erdirilmesi, hem Haydar Aliyev'in, hem de mevcut Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in dış ve iç politikasının önceliğiydi. Azerbaycan halkının her bireyi bu işgalin sona ereceğinden, tarihi topraklarımızın işgalden kurtulacağından emindi. Elbette Azerbaycan'ın hedefi ve önceliği topraklarımızın barışçıl bir şekilde işgalden kurtarılmasıydı ve bu amaçla Ermenistan ile uzun yıllar müzakereler yapıldı. Ancak Karabağ'ın uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bölünmez bir parçası olarak tanınmasına ve Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarından kayıtsız şartsız çekilmesine ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 4 kararına rağmen, Ermenistan'ın barış görüşmeleri yaptığı izlenimi yaratarak mevcut statükoyu devam ettirme ve işgali meşrulaştırma çabaları zamanla daha da belirginleşti. Bu çabalarda Ermenistan'a destek veren ve "çatışmanın çözümünün savaş olmadığını" söyleyen bazı yabancı güçler de bu süreçte Azerbaycan'ın mevcut durumu kabullenerek topraklarını Ermenistan'a bırakacağına inanıyordu. Ermenistan'ın o dönemdeki askeri ve siyasi liderliğinin Azerbaycan'a "yeni topraklar için yeni bir savaş" tehdidinde bulunması, tam da Azerbaycan'ı bu şekilde geri çekilmeye zorlama amaçlıydı. Hesaba katmadıkları unsur, "topraktan hediye olmayacağını" düşünen Azerbaycan'ın kararlılığıydı.
44 günlük savaşa baktığımızda devlet-halk birliğinin gücüne, Cumhurbaşkanı Başkomutan İlham Aliyev'in etrafında "demir yumruk" misali birleşen halkın kararlılığına tanık oluyoruz. Çok kültürlü bir ülke olan Azerbaycan'da yaşayan tüm etnik gruplar, işgalcilere karşı tartışmasız bir şekilde eşit mücadele etti.
Azerbaycan'ın askeri zaferi, 10 Kasım 2020'de Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında imzalanan üçlü bildiri ile diplomatik bir zaferle tamamlandı.
1. Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan halkına karşı savaş suçları ve soykırım uygulayan, 2. Karabağ Savaşı'nda Gence, Berde ve Terter şehirlerindeki sivil halka roketlerle saldıran ve çok sayıda sivilin ölümüne ve yaralanmasına neden olan Ermenistan'dan farklı olarak Azerbaycan, askeri ders kitaplarına girecek şekilde mükemmel bir savaş yürüttü ve yüksek hassasiyetli silahlar kullanarak sivillerin korunması için gerekli tüm tedbirleri aldı.
Devam eden askeri provokasyonlara yanıt olarak Azerbaycan, uluslararası hukukla tanınan egemen toprakları olan Karabağ ekonomik bölgesinde 23 saatlik yerel terörle mücadele tedbirleri gerçekleştirdi. Kısa süreli başarılı operasyon sırasında bölgedeki Ermenistan silahlı kuvvetlerine ait askeri birlikler ve yasa dışı silahlı birlikler silahlarını bırakmak ve bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Azerbaycan, bütün toprakları üzerinde egemenliğini ve anayasal yapısını tamamen yeniden tesis etti.
Toprak bütünlüğü için mücadele veren Azerbaycan, bu dönemde dostunu ve düşmanını daha yakından tanıdı. Kardeş Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği siyasi ve manevi destek, Türk halkının kardeşleriyle sarsılmaz dayanışması gücümüze güç kattı, Azerbaycan'ın hak davasına önemli katkı sağladı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve çok sayıda devlet yetkilisi, savaş sırasında Azerbaycan'ı birçok kez ziyaret ederek destek açıklamalarında bulundu. Bütün bunlar da Ermenistan'ın arkasındaki yabancı güçleri çatışmaya müdahaleden alıkoydu. Sıradan vatandaşlar ellerinde Azerbaycan bayrağıyla günlerce Azerbaycan'a destek mesajları gönderdi. Azerbaycan halkı zor günlerinde kardeş ülkesinin kendisine gösterdiği desteği hiçbir zaman unutmadı ve asla unutmayacaktır.
Şanlı zafer kazanıldıktan sonra ülkelerimiz arasındaki kardeşlik ilişkileri daha da gelişti ve 2021 yılının 15 Haziran tarihinde Azerbaycan’ın kültür başkenti Şuşa’da imzalanan bildiri ile stratejik müttefiklik düzeyine yükseldi. Bugün dünyada Azerbaycan ve Türkiye kadar yakın ilişkilere sahip başka bir devlet bulunmuyor.
Azerbaycan gerçeklerinin dünyaya aktarılmasında Türk medyası da önemli rol oynadı. Bu amaç uğrunda özveriyle çalışan Türk gazeteciler Azerbaycan halkının kalbinde yerini aldı.
Halihazırda işgalden kurtarılan topraklarımızda imar çalışmaları başarıyla yürütülüyor. 3 yıl gibi kısa bir sürede bölgede büyük çalışmalara imza atıldı. Devam eden Büyük Dönüş programı kapsamında çok sayıda yerleşim yeri restore edildi, Fuzuli ve Zengilan havalimanları hizmete açıldı, Laçın havalimanı ise 2024 yılında hazır olacak. Bu faaliyetlerde Türk firmaları Azerbaycan tarafıyla omuz omuza çalışıyor.
Tarihi zafer bölgedeki jeopolitik manzarayı değiştirdi ve yeni bir gerçeklik yarattı. Azerbaycan-Türkiye ilişkileri tüm Türk dünyasına örnek oldu. Yakın gelecekte Türkiye'yi diğer Türk devletlerine bağlayacak koridorun inşasıyla bu birlik daha da güçlenecek, halklarımız birbirine daha da yakınlaşacaktır.
[Reşad Memmedov, Azerbaycan'ın Türkiye Büyükelçisidir.]