×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Asbest (Amyant) Nedir?

20. Yüzyılın ikinci yarısına kadar mucize mineral olarak bilinen asbest, kanserojen etkileri öğrenildikten sonra "ölüm tozu", "kanser tozu" gibi adlarla anılmaya başlamıştır. 

Yaşam Gündem Sağlık Bilim-Teknoloji Türkiye 22/02/2023 14:09 22/02/2023 14:14

A- A+

Asbest ya da amyant; çok farklı türleri olan, lifsi yapıda, doğal olarak oluşan ve lifleri solunduğunda kanserojen etkisi olan bir mineraldir. Halk arasında ak toprak, çorak, gök toprak, çelpek, höllük ya da ceren toprağı olarak da bilinir. 

Asbest liflerinin uzunluğu, yumuşaklığı, gerilebilme ve bükülebilme kabiliyeti ve ateşe karşı mukavemeti ticari özelliklerindendir. Bunlar dışında asbestin şu özellikleri bulunmaktadır:

  • Yüksek derecede ısıya, aşınma ve paslanmaya karşı dayanıklıdır,
  • Erime noktası 1200°C’nin üzerindedir,
  • Asitlere ve bazlara karşı dirençlidir,
  • Elektrik geçirgenliği çok azdır,
  • Yüksek Elastikiyet ve Yüksek Sertleşebilirlik özelliği taşır,
  • Çimento ve benzeri malzemelerle karışım özelliğine sahiptir.

    Doğal bir silikat olması ve yaygın bulunmasının yanı sıra iyi bir izolasyon maddesi olması, asbestin çok eski tarihlerden beri kullanımını sağlamıştır. Arkeolojik çalışmalar asbest kullanımının m.ö. 2500 yıl öncesine dayandığını göstermektedir. 

    20. Yüzyılın ikinci yarısına kadar mucize mineral olarak bilinen asbest, kanserojen etkileri öğrenildikten sonra "ölüm tozu", "kanser tozu" gibi adlarla anılmaya başlamıştır. 

    Asbestin Kullanım Alanları

    Binlerce kullanım alanı olan asbest, özellikle inşaat ve makine sektöründe; yağlayıcı, sızdırmazlık ve izolasyon malzemesi olarak yıllarca kullanılmıştır. Sağlığa olan zararları anlaşıldıktan sonra kullanımına kısıtlamalar getirilse de halen birçok sektörde kullanılmaktadır. Asbestin zararları bilinmesine rağmen halen kullanılmasının başlıca nedeni düşük maliyetleridir. Asbestin en sık kullanıldığı iş alanları şunlardır: Tekstil endüstrisi (lifler, kumaşlar, ipler),Çimento endüstrisi (saç, boru),İnşaat malzemeleri endüstrisi (çimento ürünlerinin işlenmesi),Kimya endüstrisi (boya dolgusu, dolgu materyalleri, sentetik reçine kompresyon kalıp materyalleri, termoplastikler, kauçuk ürünleri),İzolasyon endüstrisi (ısı, ses ve yangın izolasyonu),Kağıt endüstrisi (asbest kağıdı, karton), fren, debriyaj, balata üretimi,Makine üretimi.

    Asbestin İnsan Sağlığına ve Çevreye Zararları

    Asbest, insan sağlığı için son derece tehlikeli bir maddedir. Özellikle solunum yolu ile vücuda alındığında, birçok hastalığa neden olabilir. Bu hastalıkların başında kanser gelmektedir. Aynı zamanda cilde uzun süreli teması da ciltte yaralara ve benzer zararlara neden olabilmektedir. 

    Asbestin Neden Olduğu Hastalıklar

    Asbestoz :İlk olarak tersane ve inşaat işlerinde çalışanlarda tespit edilen asbestoz, asbest liflerini çözmeye çalışan vücut tarafından üretilen asidin akciğer zarında oluşturduğu yaralardır. Bu hastalığın maruz kalan kişinin bedeninde kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır.

    Mezotelyoma:Asbestin neden olduğu en önemli hastalıklardan biridir. Mezotelyoma, akciğer zarı ya da karın zarı kanseri olarak da bilinir. Gelişmiş ülkelerde her yıl, milyonda 1-2 oranında görülürken, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde bu oran minimum milyonda 6-12 seviyelerine çıkmaktadır. Türkiye'de her yıl 500 kişide bu hastalık görülmektedir. Mezotelyoma'nın en sık görülen belirtileri, ciğerlerde ağrı ve sürekli kötüleşen nefes darlığıdır. Bazı bulguları akciğer röntgeni ve akciğer tomografisinde görülse de kesin tanı akciğer zarı biyopsisi sonrasında konulur. Mezotelyoma cerrahi yöntemlerle tedavi edilir ve hastaya erken dönemde tanı konulmadıysa hasta kısa süre içerisinde kaybedilebilir.

    Kanser:Asbest, temas ettiği bütün organlar üzerinde kanserojen etki gösterebilir. Bunlara öncelikli örnekler; cilt, akciğer, gırtlak ve sindirim sistemi dokularıdır. Asbest 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından kesin kanserojen olarak işaretlenmiştir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı da asbesti 1. derece kanserojen grubuna dahil etmiştir. Asbest tek başına akciğer kanseri riskini 5 kat artırır. Sigarada bu risk kat sayısı 10'dur. Ancak asbest diğer zararlı maddelerle birlikte maruziyet gösterdiğinde bu risk 50-90 kat artmaktadır. Asbestin neden olduğu hastalıklarla ilgili günümüzde tedavisel yaklaşım mümkün görünmemektedir. Bu yüzden asbest maruziyetini azaltıcı önlemlere öncelik verilmektedir. 

    Akciğer Zarı Kalınlaşması:Asbeste maruz kalındığının en önemli ve ilk göstergelerinden birisi akciğer zarı kalınlaşmasıdır. Akciğerde bulunan plaklara zamanla kalsiyum çöker ve tipik olarak 30 yıl gibi bir süre içinde çöken kalsiyum, plaklarda kireçlenmeye yol açar. Kireçlenme sonucu asbeste maruz kalan kişi ilk etapta; nefes darlığı ve solunum bozuklukları gibi sorunlarla karşılaşır. Bu durum pek çok hastada başka nedenlerle çekilen akciğer filmlerinde tespit edilir. Akciğer zarı kalınlaşmasının, akciğer kanseri ya da mezotelyoma gelişimi ile ilgisi olduğu düşünülse de bu hastalıklar için risk oluşturup oluşturmadığı konusunda kesin kanıta ulaşılmamıştır. 

    Asbeste Karşı Alınması Gereken Önlemler

  • Asbest bulunan yerleşim yerleri saptanmalı, asbest içeren toprağın halk tarafından kullanılması engellenmeli ve ciddî tehdit altındaki yerleşim birimlerinin yerleri gerekirse değiştirilmelidir.

  • Halk, asbestin neden olduğu hastalıklar hakkında eğitilmelidir.

  • Asbeste bağlı hastalıkların geriye dönük araştırılması yapılarak arşiv oluşturulmalıdır. Asbeste bağlı olarak gelişebilecek hastalıkların detaylıca incelenerek klinik çalışmaları başlatılmalıdır.

  • Asbestli toprak kullanmaya devam eden aileler (iç-dış sıva malzemesi, badana, çanak-çömlek yapımı vs.) eğitim çalışmalarıyla bilinçlendirilmeli, asbestle badana yapılmış evlerin duvarları plastik boya ile yeniden boyanmalıdır.

  • Mezotelyoma riski taşıyanlar belirlenmeli ve bunlar yakından izlenmelidir.

  • Doktorlar asbestin neden olduğu hastalıklar konusunda özel olarak eğitilmelidir.

YORUM YAP

RÖPORTAJLAR TÜMÜ

haber yazılımı | Copyright © 2024